BUHARLAŞAN 2 MİLYON 700 BİN LİRA İLE İLGİLİ BOMBA İDDİA

Mersin'in Tarsus İlçesi'nde 11 yıl önce ölen gayrimenkul zengini Yusuf Ocakoğlu'nun bankadaki 2 milyon 724 bin 897 TL'lik servetinin buharlaştırıldığı iddiasıyla açılan davada, oğlu Burhan Ocakoğlu, bankada bir finans çetesi olduğunu öne sürdü. Yeni bir iddianame ile birleştirilen davaya, 2 banka yetkilisi daha dahil edildi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Yusuf Ocakoğlu'nun kalp krizinden ölmesinin ardından banka hesaplarında hareketlilik olduğunu ileri süren Burhan Ocakoğlu 2008'de Tarsus Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Soruşturma sonunda, Yusuf Ocakoğlu'nun kardeşi Abdulhamit Ocakoğlu yeğeni Yusuf Ocakoğlu ile bankada görev yaparken emekli olan Edip Halavut hakkında 'Dolandırıcılık, bilişim sistemindeki verileri bozma yok etme, özel belgede sahtecilik' suçlarından 10'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle Mersin 2'nci Ağır ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Dava devam ederken Yusuf Ocakoğlu hayatını kaybetti.

SAHTECİLİKTEN İKİNCİ DAVA AÇILDI

2 milyon 724 bin 897 TL'lik servetin buharlaştırıldığı iddiasıyla tutuksuz 2 kişinin yargılandığı dava devam ederken, Burhan Ocakoğlu'nun isteği üzerine Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ikinci bir soruşturma başlatıldı.

Ölen Yusuf Ocakoğlu'nun varisleri olan çocukları Burhan Ocakoğlu, Hakan Ocakoğlu, Mine Yeşil ve Özlem Can içerikli el yazıları ve yazıların alt -üst kısımlarındaki imzaların bilgisayar donanımları yardımıyla sahte olarak düzenlendiği ortaya çıkan soruşturma sonunda bankanın eski çalışanlarından şu an Nevşehir Şube Müdürü olan Ayşe Ataç ile Adana Özel Bankacılık Müdürü Süreyya Ölmez hakkında, 'Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik' suçlarından 7 yıl hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Mersin 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi İddianameyi kabul ederek ilk davayla birleştirdi.

İMZALAR BENİM YANIMDA ATILMADI

Birleştirilen davanın ilk duruşmasına şikayetçi Burhan Ocakoğlu ve kardeşi Hakan Ocakoğlu, tutuksuz yargılanan sanıklardan Edip Halavut, Abdulhamit Ocakoğlu ve birleştirilen dosyanın sanıklarından Süreyya Ölmez ile tarafların avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı Devlet Demirbilek, hazırlanan iddianameyi okuyarak sanık Süreyya Ölmez'in savunmasını yapmasını istedi.

Hisse senetlerinin bozulup, karşılığı olan paraların ölenin yasal mirasçılarına ödenmesi hususunda birebir işlemleri kendisinin yapmadığını öne süren Ölmez, "Bu konuda aynı tarihte bankada şef olarak görev yapan Ayşe Ataç tarafından gerekli işlemler yapılmış, imzalar alınmıştır. Ben daha sonra işlemlerin usule uygun olup olmadığı konusunda ve mirasçıların tamamının imzasının bulunup bulunmadığı konusunda kontrolleri yaptım. Belgeler benim yanımda düzenlenmediği için imzalarda benim yanımda atılmadı, ben kontrol etmem gereken her şeyi bu doğrultuda kontrol ettiğimi düşünüyorum, başkaca bir sorumluluğunum yoktur" diye savunma yaptı.

"FİNANS ÇETESİ VAR"

Burhan Ocakoğlu ise banka işlemlerinde sahtecilik olduğunu öne sürüp şunları söyledi:

"Banka bünyesinde büyük bir finans çetesinin bulunduğu yapılan soruşturma sonucunda sabittir. Bu durum İstanbul 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne dosya numarasını bilahare bildireceğimiz dava dosyasında yargılama konusu olan suçlarla sabit olmuştur. Özellikle son dönemde Gazeteci Can Dündar'a verilen krediler ile ilgili hususlarında aynı banka tarafından yapılmış olması nedeniyle bu hususu da mahkemenin takdirine bırakıyoruz."

Duruşmada tutuksuz yargılanan sanıklar beraatlarını istedi. Mahkeme heyeti ise bu istemi red ederek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.