Bu işi referanduma götürmek bu şehrin yöneticilerine kesinlikle yakışmamıştır

Kocaeli İl Başkanı Zafer Mutlu konuşması şöyle:

Bizim muhalefet anlayışımız siyaset üretmek, hizmet üretmek, üretilen hizmete katkı sağlamak, kentimize katma değer katmak üzerinedir. Bu anlamda sadece ve sadece eleştiri olsun diye, İktidar zarar görürsün diye muhalefet ve siyaset anlayışına sahip değiliz. Tamamen çözüm odaklı bir siyaseti kendimize şiar edinmiş durumdayız. 

Bir yer tahsis edilmesi noktasında talepte bulunulması ile süreç başlıyor

Bu vesileyle özellikle ilimizi ilgilendiren meselelerde bir kesimi savunurken diğer kesimi mağdur edecek anlayışta olmayı kabul edemeyiz. Yakın bir tarihten itibaren dikkatle takip ettiğimiz bir konu olan İzmit Durhasan bölgemizde yapılacak olan Makineciler kooperatifine ait sanayi sitesi ile alakalı bir gündem var. Bu konuyu incelediğimizde bizler şunu görüyoruz. Makine üreticisi olan kobi niteliğindeki orta ölçekli sanayicilerimizin aşağı yukarı 2010 yılında İzmit şartlarına göre hazırlanmış mevcut sanayi sitesinin kapasitesinin yeterli olmaması gerekçesiyle şehrin yetkililerinden kendilerine bir yer tahsis edilmesi noktasında talepte bulunması ile süreç başlıyor. O günkü Belediye Başkanımız sanayici esnafımıza uygun yer arayışı konusunda talimat veriyor. Uygun yerin tespit edilerek gerekli kolaylığın sağlanacağı ifade ediliyor. Yapılan değerlendirmeler neticesinde Durhasan bölgesindeki yerde karar kılıyor ve o dönemden itibaren Büyükşehir yönetiminin teşvikiyle sanayiciler orada vatandaşımızla görüşerek arazi satın alımlarına başlıyor. 660 dönümlük bir arazi vatandaşın tamamen kendi isteği ve rızasıyla burada oluşacak sanayi sitesine satılmış. Vatandaş Kendi mülklerini satmış. 2017 yılında Burasının 1/5000’lik planları yapılıyor ve sanayi alanı olarak imar düzenlemesi yapılıyor. 

Geçtiğimiz günlerde Gelinen son aşamada Cumhuriyet Halk Partisi’nin konuyu ısrarla gündeme taşıması, bir anda meselenin referandum sürecine götürülmesi ve oradaki vatandaşlarımızın özellikle CHP’li belediye başkanı ve meclis üyelerinin yoğun görüşmeler ve propagandası ile yapılan referandum sonucunda ortaya böyle ilginç bir durum çıkıyor. 

Bu işi referanduma götürmek bu şehrin yöneticilerine kesinlikle yakışmamıştır

Şimdi meseleye nasıl bakmamız gerekecek? Değerli arkadaşlar. Öncelikle sanayici açısından baktığımız zaman, bu arkadaşlar şehrimize katma değer üreten bir topluluk. 94 üyesi olan bir kooperatif. Diyorlar ki biz yerimizde yeterli kapasitede üretim yapamıyoruz. Ey şehrin yetkilileri bize sahip çıkın. Bize bir yer gösterin ve ülkemizin katma değerine katkı sağlayalım. Şehrimizin katma değerine katkı sağlayalım. Vergi ödeyelim. Üretelim, ek istihdam oluşturalım. Bize sahip çıkın. Bu noktada taleplerinin haklı olduğunu görüyoruz. Bir yer tespit edilip 7 yıl 8 yıl boyunca bu arkadaşlara her türlü yol gösterecek kolaylık sağlandıktan sonra gelinen son aşamada bu işi referanduma götürmek gerçekten bu şehrin yöneticilerine kesinlikle yakışmamıştır.  Böyle bir planlama şekli olamaz, son aşamada bunun yapılmaması gerekir. Burada ifade edilen konu bacasız sanayi dediğimiz çevreye zarar vermeyecek,  güneş enerjisinden maksimum şekilde faydalanacak bir üretim şeklidir. Bu şekliyle, tamamıyla karşısında olmak, çözüm üretmemek bizce popülist siyaset yapmaktır. 

Sanayi imarı veren sizsiniz

Ak partililere söyleyeceğimiz şudur; Bir işe başladığınız noktadan sonuna geldiğinizde lütfen tutarsızlık oluşturmayın. En başından sanayicilerimize yol gösteren teşvik eden sizsiniz. Sanayi imarı veren sizsiniz. Son aşamada hadi halka soralım, referanduma giderim şeklinde bu insanları, bu üreticilerimizi halkla karşı karşıya getirmek siyaset anlayışına sığmaz. 

Israrla bölgenin 1. Sınıf tarım arazisi olduğunu söyleyerek halkı ve kamuoyunu yanıltmanın anlamı yok

Cumhuriyet Halk Partililere de şunu ifade etmek istiyorum. Israrla bölgenin 1. Sınıf tarım arazisi olduğunu söyleyerek halkı ve kamuoyunu yanıltmanın anlamı yok. Burası 1. Sınıf tarım arazisi değildir. İmar durumu ile arazinin nevin durumuna baktığımızda burası planlamada diğer tarım olarak yani ikinci sınıf tarım arazisi olarak ifade edilmiştir. Diğer tarımın özelliği, mutlak veya sulu tarım yapılabilecek bir arazi niteliğinde olmadığı anlamına gelmektedir. Bu şekliyle halkı yanıltmanın kimseye faydası yoktur. Bu meseleyi hem Durhasan bölgesi sakinlerimizi, köylülerimizi hem de ilimizin kadim üreticileri yani belki 50 yıldır bu şehre katma değer katan, istihdam sağlayan üreticilerimizi de mağdur etmeyecek şekilde bir konsensüsla, bir istişare ile, bir uzlaşı kültürü ile çözmemiz gerektiğine inanıyoruz.
Referandumla ilgili şunu söylemek istiyorum. CHP’li arkadaşlar, yöneticiler, meclisi üyeleri şunun cevabını vermelidir. O bölgeyi katleden, o bölgedeki insanların yaşam şartlarını oldukça zorlayan İzaydaş’ın oraya kurulması esnasında referanduma gidilmiş midir?  Veya herhangi bir bölgenin sanayiye, betonlaşmaya ayrıldığında herhangi bir şekilde referanduma gitmişler midir? 

Bu projenin karşısında propaganda oluşturuluyor. Belediye yetkilileri ise bu konuda tek bir laf etmiyor

Biz meselenin ne üreticimizin karşısında durmak nede vatandaşımızı mağdur etmemek anlayışıyla çözülmesinden yanayız. Ayrıca bu sanayici arkadaşların mevcutta var olan 3 bin kişilik istihdamının iki katına çıkacağı ifade ediliyor. Buradaki istihdamın o bölgenin insanından sağlanması konusunda belediyemiz gidip orada köylülerimize durumu izah etmeli, gönlünü almalıdır. Ama görüyoruz ki sadece CHP gidiyor, konuşuyor. Bu projenin karşısında propaganda oluşturuluyor. Belediye yetkilileri ise bu konuda tek bir laf etmiyor. Bölgeye gidip insanımıza durumu anlatmıyor.  
Değerli arkadaşlar, ülkemizin tarıma ihtiyacı olduğu kadar istihdama da ihtiyacı olduğu çok açıktır. Bizim Kandıra’da, İzmit’te ve diğer ilçelerimizde 1. sınıf tarım arazisi olarak belirlenen ve şuanda atıl olan birçok yerimiz mevcuttur. Bu bölgelerde tarımın yapılmasına yönelik projelerin Kocaeli kamuoyuna gelmesini de ayrıca bekliyor ve takip ediyoruz.