İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon ve Galler Özerk Yönetimi Başbakanı Mark Drakeford, Londra'da ortak basın toplantısı düzenledi.
Brexit'in İskoç halkının isteğine aykırı olduğunu kaydeden Sturgeon, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın AB'yle vardığı anlaşmanın işçi haklarını korumadığını ve İskoç ekonomisinde milyarlarca sterlinlik kayba yol açma riski barındırdığını vurguladı.
Sturgeon, Brexit konusundaki açmazın giderilmesi için seçime gidilmesini destekleyebileceklerini ifade ederek "Noel'den önce genel seçimlerin yapılması beni çok memnun eder ancak bu anlaşmasız bir Brexit'e yol açmayacak şekilde olmalı." dedi.
Brexit'in ertelenmesinin birkaç hafta değil, genel seçime veya yeni bir referanduma izin verecek kadar uzun olması gerektiğini söyleyen Sturgeon, "Bu, İngiltere'nin karmaşadan çıkışı için tek yol gibi görünüyor." değerlendirmesini yaptı.
Sturgeon, yeni bir bağımsızlık referandumuna gidilmesi yönündeki isteğini de dile getirerek "Uzun vadede ise İskoçya'nın kendini, seçmediği bir gelecekle karşı karşıya kalma gibi bir durumda tekrar bulmaması için bağımsız bir ülke olma tercihini yapmalıyız." diye konuştu.
Drakeford da mevcut anlaşmanın Galler hükümeti için kesinlikle kabul edilemez olduğunu söyleyerek "Hiçbir parlamenteri, Galler'de yol açacağı zarardan dolayı olumlu oy vermeye teşvik edemedim." ifadesini kulandı.
Brexit süreci
İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ta 2016'da yapılan Brexit referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile AB'den ayrılma kararı alınmıştı ancak İngiltere'de seçmenlerin yüzde 46'sı, Galler'de yüzde 47'si, Kuzey İrlanda'da yüzde 56'sı, İskoçya'da ise yüzde 62'si AB üyeliğinin devamından yana oy kullanmıştı.
Eski Başbakan Theresa May'in AB ile vardığı Brexit anlaşmasının parlamentoda 3 kez reddedilmesinin ardından 29 Mart olan Brexit tarihi 31 Ekim'e ertelenmişti. May'in yerine gelen Boris Johnson'ın Brüksel'le yaptığı yeni anlaşmanın oylamasının 31 Ekim'den önce yapılamaması nedeniyle İngiltere AB'den yeni bir erteleme istemek zorunda kalmıştı.
AA
