Tarih: 05.06.2014 13:23

“Basın iktidarın şakşakçılığını yapıyor!”

Facebook Twitter Linked-in

Basının en önemli işlevinin haber ve bilgileri topluma doğru ve tarafsız biçimde sunmak olduğunu söyleyerek söze başlayan Türkkan, ancak Türkiye’de durumun böyle olmadığını ifade etti.  Türkiye'de birkaç istisna dışında basın kuruluşlarının iktidarın şakşakçılığını yaptığını vurgulayan Türkkan,  "Son 10 yıldır iktidarın yandaşı olan gazetelerde köşe yazısı yazanlara bakın, önemli bir kısmı gazeteci değil; bunlara biz 'gaz tenekeci' diyoruz yani içi bomboş, hiçbir şey yok. Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde bir baskı var şu anda basının üzerinde." dedi.

 

Türkkan, Meclis Kürsüsü’nden “Köşe yazarları talimatla işten çıkarılıyor. Gezi olaylarından sonra işten atılan ya da baskı yapılarak istifaya zorlanan benim bildiğim 100'den fazla gazeteci var.” dedi ve Can Dündar, Ali Kırca, Tuba Atav, NTV'nin Ankara temsilcisi Nilgün Balkaç, aynı kanalda program yapan Çiğdem Anad, Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak örneklerini verdi.

 

Türkkan, SKY 360 TV ana haber sunucusu Korcan Karar ve Beyaz TV Haber Koordinatörü Bülent Çöltekin'in de işine son verildiğini, bu insanların  gazetecilikten başka iş yapmadıklarını ifade etti. Konuşmasında tutuklu gazeteciler listesinde Türkiye'nin iki yıldır birinciliği hiçbir ülkeye kaptırmadığını belirten Lütfü Türkkan, bugün hâlâ Türkiye'de 40 kadar gazetecinin cezaevinde yattığını ifade etti. 

 

"Diktatöryal bir rejimden kaçmış bir ailenin çocuğuyum"

 

Önerge üzerine konuşurken "Diktatörler hep böyledir biliyor musunuz, bütün ülkelerde böyle." diyen Türkkan, "Ben diktatöryal bir rejimden, totaliter rejimden kaçmış bir ailenin çocuğuyum. Bana çocukken anlatılanları 55 yaşımdan sonra tekrar dinlemeye başladım. Çocukken, totaliter rejimlerde, eski Yugoslavya'da neler yapılıyorsa şu anda burada onu yapıyorsunuz. Yani çok bağırıyorsunuz ya 'Komünistler böyle, sosyalistler böyle.' sizden daha büyük bir komünist yok. Komünistlere, o Stalin'e rahmet okutacak hâle geldiniz siz." ifadelerini kullandı.

 

Türkiye'nin ilk kez basının kısmen özgür olduğu ülkeler listesinden çıkarıldığını, basının özgür olmadığı ülkeler listesine yerleştirildiğini dile getiren MHP’li vekil, internete sızan Başbakan Erdoğan ile Milliyet-Vatan grubunun patronu Erdoğan Demirören arasındaki konuşmayı da aktardı.Türkkan, Başbakan’ın, Erdoğan Demirören'i telefonda ağlatana kadar fırçaladığını söyledi ve Demirören’i “Bir medya patronu bu hâle düşer mi” sözleriyle eleştirdi. Türkkan, basın özgürlüğü konusunda verdiği bir soru önergesini de Meclis kürsüsünden hatırlatarak;

 

“Ben bir soru önergesi vermiştim Sayın Başbakan’a, Sayın Bülent Arınç'tan cevap geldi, diyor ki: "Tutuklu gazeteciler, gazetecilik mesleğiyle ilgisi olmayan suçlardan dolayı bağımsız mahkemelerde yargılanarak hüküm giymişlerdir." Neymiş bu suçlar? "Terör örgütüne üye olmak, emniyet görevlilerine ateş açmak." Ben buradan sormak istiyorum şimdi: Mustafa Balbay -bugün burada yok- terörist miydi? Tuncay Özkan hangi silahlı soygunu gerçekleştirdi? Nedim Şener, Ahmet Şık hangi emniyet görevlisine ateş açtı?” dedi. 

 

"Bir gün bu ülke sizi bu dalkavukluğunuzla, şahsiyetsizliğinizle, omurgasızlığınızla anacak"

 

Türkkan, Genel Kurul’da Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’dan da bahsetti. “Sabah Sayın Yalçın Akdoğan haber müdürleriyle toplantı yapıyor, o günkü atılacak manşetleri kendilerine iletiyor, onlar da haber yapıyor.” İfadesini kullandı: “Bakın 'Sahibinin Sesi Köpek Marka' vardı, eskiden bir plak markası, hatırlar mısınız, bu hâle getirdiğiniz basını. Günah oldu. Yani, Pravda'dan daha kötü hâle geldi Türkiye'de basın. Bu Başbakan ilanihaye bu ülkeyi yönetmeyecek, ömrü de sonsuz değil. Bir gün bu ülke sizi bu dalkavukluğunuzla anacak, bu şahsiyetsizliğinizle anacak, bu omurgasızlığınızla anacak." diye konuştu.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —