Tarih: 13.10.2015 11:59

BAKANLIKTAN ÇARPICI MEKTUP!

Facebook Twitter Linked-in

Sağlık Bakanlığı, Ankara'daki yabancı büyükelçilere gönderdiği mektupta, terörün sağlık hizmetleri üzerinde yarattığı sonuçları paylaştı

Sağlık Bakanlığı tarafından, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Ankara'daki yabancı büyükelçilere gönderilen mektupta, terörün sağlık hizmetleri üzerindeki olumsuz etkileri gözler önüne serildi.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş imzasıyla gönderilen mektupta, son zamanlarda Doğu ve Güneydoğu illerinde artan terör olayları nedeniyle bölgede güvenlik açısından birtakım sıkıntıların başgösterdiği belirtilerek, bölücü terör örgütünün Haziran 2015 sonrasında bölgede başlattığı çatışma ortamıyla, vatandaşların en temel haklardan birisi olan sağlığa erişiminin terör örgütü tarafından engellendiği vurgulandı.

Mektupta, bölgedeki sağlık hizmetlerine yönelik gerçekleştirilen saldırılar hakkında, şu bilgilere yer verildi:

"27 Ağustos 2015 tarihinde hastaneden evine giderken çatışma ortamında kalan sağlık memuru Eyüp Ergen hayatını kaybetti.

31 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır'da görev yapan Dr. Abdullah Biroğul kendi aracı içinde kurşunlanarak hayatını kaybetti.

25 Eylül 2015 tarihinde Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde, PKK tarafından yaralanan askerleri almak üzere yola çıkan 112 ambulansına terör örgütü mensuplarınca ateş açılması sonucu ambulans şoförü Şeyhmus Dursun görevi başında hayatını kaybetti. Saldırılarda 24 sağlık personeli de görevlerinden alıkonularak, tıbbi malzemelerine el konuldu.

22 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır'ın Kulp Acil sağlık ekibi ile 8 Ağustos'ta Şırnak Silopi Acil Sağlık ekiplerine silahlı saldırılar gerçekleştirildi. 5 Eylül'de Şırnak Cizre'de vakaya giden ambulans durdurularak sağlık ekibinin fotoğrafları çekildi. 8 Eylül tarihinde ise Van Acil Sağlık Hizmetleri Komuta Kontrol Merkezi telefonla aranarak tehdit edildi.

9 Eyül 2015 tarihinde Mardin Nusaybin'de, 7 Eylül'de Şırnak'ta ambulansa silahlı saldırı düzenlendi."

- "Doğu ve Güneydoğu'da bin 378 acil çağrı alındı"

Saldırıların yaşandığı Doğu ve Güneydoğu illerinde bin 378 vaka için acil çağrı alındığının belirtildiği mektupta, "Alınan çağrıların 946'sına güvenlik sebebiyle hiç ambulans görevlendirilememiş, 64 vaka güvenli bölgeden alınmış, 11 vakaya güvenlik sağlandıktan sonra ulaşılmış, 244 vaka başka araçlarla nakledilmiş, 107 vaka ise ambulans isteminden vazgeçmiştir" ifadelerine yer verildi.

7 Eylül'den bu yana terör olaylarını protesto etmek amacıyla Ankara, Antalya, Mersin, Denizli ve Kırşehir illerinde yapılan protesto olaylarında 3 kişinin hayatını kaybettiği, 97'si sivil, 27'si güvenlik görevlisi olmak üzere 124 kişinin ambulans ile hastaneye nakledildiği, 83 kişiye yerinde müdahale yapıldığı, olaylardan 214 vatandaşın etkilendiği bildirildi.

Mektupta, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu olmak üzere bakanlık bürokratlarının olayların yaşandığı bölgede sağlık tesisleri ve personeline iki hafta boyunca ziyaretler gerçekleştirerek, sağlık çalışanlarına destek oldukları ve yaşananları yerinde gözlemlediklerinden bahsedildi.

- Sağlık personeli can korkusundan görevinden ayrılıyor

Sağlık hizmeti sunumunu gerçekleştiren personelin can güvenliği dolayısıyla sağlık hizmeti vermekte zorluklar yaşadığı bir çoğunun da görevinden ayrıldığı dile getirilerek, şunlar kaydedildi:

"Bölgedeki hekim ihtiyacının karşılanması amacıyla 64. Dönem Devlet Hizmet Yükümlülüğü Kurası ile 1. basamak sağlık hizmeti vermek amacıyla bölgeye tayin edilen 558 hekimin yüzde 56'sı güvenlik sorunu nedeniyle görevine başlayamamıştır. Ülke genelinde aile hekimlerimizce yürütülen gezici sağlık hizmetleri sunumu sekteye uğramıştır. Coğrafi şartların ve ulaşım imkanlarının zor olduğu bu illerin kırsal kesimlerinde yaşayan yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımızın, personelin can güvenliği nedeniyle köylere, mahallelere ulaşamaması sonucu sağlık hizmeti alımı kısıtlanmıştır."

- Muayeneler de güçlükle yapılabiliyor

Hastanelerdeki muayene sayılarında yüzde 25'lere varan azalmalar olurken, acil muayene sayısının yaklaşık yüzde 17 oranında arttığı vurgulanan mektupta, bölgede diyaliz tedavisi gören hastaların yüzde 15'inin, bu hizmet alımında sıkıntı yaşadığı, birçoğunun ise evlerinden hastaneye erişim sorunu yaşandığı için ya sürekli olarak hastanede yatırıldığı veya komşu illere transfer edilerek tedavi sağlanmaya çalışıldığı bildirildi. Bölgedeki sağlık evlerinde Mayıs 2015 itibariyle 970 olan sağlık personeli sayısının Ekim ayında 461'e kadar gerilediği, Temmuz ve Ağustos aylarında bölgedeki sağlık personeli açığını gidermek amacıyla göreve yeni başlayan 325 sağlık personeline rağmen bu sayının giderek azaldığına dikkat çekildi.

Mektupta, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Terör küresel bir sorun olup, başta sağlık hizmeti olmak üzere insanlığın temel gereksinimlerini kısıtlamakta ve tehdit etmektedir. Bölücü terör örgütü farklı isimlerle adlandırılarak kendilerini tanımlayan yan uzantıları, 'asker, polis, sivil vatandaş, sağlık çalışanı' demeden sadece insanları değil, tümüyle insanlığı katletmektedir. Bu kirli ve çağdışı anlayışla mücadele etmek sadece terörü yaşayan ülkelerin değil, tüm dünyanın görevi olmalıdır."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —