Bakan Yılmaz, TBMM'deki özel oturumda konuştu

Bu Meclis, istikbal ve istiklal mücadelemizin en önemli savunucusudur" dedi. 
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, TBMM'nin açılışının 98'inci yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Meclis Genel Kurulu'nda düzenlenen özel oturumda AK Parti grubu adına konuştu. TBMM'nin 98. kuruluş yıl dönümünü kutladığını belirten Yılmaz, bugünü bayram olarak çocuklara armağan eden Meclis'in ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve milletvekillerini yad ettiğini ifade etti. Yılmaz, TBMM'nin 98 yıl önce de milli iradenin üstünlüğünü savunduğunu, halkın gücünün üstünde bir gücü o gün de tanımadığını, bugün de tanımadığını, yarında tanımayacağını kaydetti. 
TBMM'nin tam bağımsızlığı "manda ve himaye kabul edilemez" diyerek 98 yıl önce olduğu gibi bugün de savunduğunu, yarın da savunacağını vurgulayan Yılmaz, "TBMM bu ülkenin, milletin gururudur. Bu Meclis, istikbal ve istiklal mücadelemizin en önemli savunucusudur. 23 Nisan 1920’de 98 yıl önce bugün dualarla açılan Gazi Meclis, milli mücadeleyi zaferle sonuçlandırdı ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Cumhuriyetimiz demokrasiyle de taçlandı" diye konuştu. 

"Türkiye son 200 yıllık Türk devlet tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor" 
Bakan Yılmaz, 16 yıldır bu ülkeyi idare eden siyasi kadro olarak milletin çizdiği rotadan zerre kadar ayrılmadıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde hükümet olarak Türk milletinin hayalini birer birer gerçekleştirdiklerini aktaran Yılmaz, muhalefet partilerine de eleştiri ve uyarılarıyla bu sürece verdikleri katkı için teşekkür ettiğini ifade etti. Güçlü Türkiye'nin inşası için canla ve başla çalıştıklarını söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti: 
"Türkiye'nin bugün, dünden daha güçlü olduğunu, çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma hedefine her geçen gün daha fazla yaklaştığını da ifade etmek isterim. Biz çalıştıkça, gayret ettikçe milletimizin desteği ve hayır duası arttı. Hamdolsun emekler, gayretler zayi olmadı. Türkiye son 200 yıllık Türk devlet tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor. 100 yıl önce olduğu gibi bugün de mazlum milletlerin umudu olarak emin adımlarla yürümektedir. Bugün bu Meclis çatısı altında hep birlikte Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyoruz. Demokrasimiz birçok engeli aşarak hep birlikte bugünkü seviyesine geldi. 1960, 1971, 1980 ve 1997’de milletin iradesi hedef alınarak yapılan darbeler Türkiye'ye büyük bedeller ödetti. 1980 darbesini müteakiben ülkemize zorla giydirilen 82 anayasası ülkemizde vesayet kurumlarını güçlendirdi. Bu anayasa milletimizin bünyesine uymayan ve milli iradeyi hiçe sayan bir anayasa olarak uzun süre tartışıldı. Milletimiz her fırsatta insan hak ve özgürlüklerini güçlendiren, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa taleplerini dile getirdi. 1987'den itibaren yapılan anayasal değişikliklerle bu talepler karşılanmaya çalışıldı. Fakat tamamen sivil bir anayasa yapılması sağlanamadı. 2002 sonrası milletin çizdiği rotada ilerleyen Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, siyasi krizlerin yaralarını sarmış, ekonomi olarak güçlenmiş ve yeni anayasa talebini karşılayacak bir noktaya gelmişken benzeri daha önce görülmeyen bir darbe teşebbüsü oldu." 

"15 yılda elde ettiğimiz kazanımlar 16 Nisan halk oylamasıyla perçinlendi" 
"Hakimiyet milletindir" ilkesini kabul etmeyen, meşru siyasi yönetimi ortadan kaldırmak isteyen FETÖ'cü hainlerin 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Gazi Meclis'e saldırdığını anımsatan Yılmaz, "Milletin iradesinin temsil edildiği Gazi Meclis'e bomba atacak kadar gözü dönmüş FETÖ ihanet çetesi karşısında milletimiz hakkına, hukukuna sahip çıktı. Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin, Meclisimizin, siyasi kurumlarımızın ve halkımızın demokrasiye sahip çıkması 15 Temmuz'u demokrasi destanına dönüştürdü. Meclis'i açık tutarak darbeye direnen TBMM, milletvekillerimiz demokrasi kahramanı olarak tarihteki yerlerini aldı. Bu hain girişim, vesayet odaklarının müdahalesine bir daha fırsat vermeyecek bir anayasal düzenlemenin gecikmeden yapılması gerçeğini ortaya çıkardı. Hükümet olarak halkımızın bu değişim taleplerini dikkate alarak bir anayasal değişikliği paketi hazırladık ve milletimizin onayına sunduk. 16 Nisan'da aziz milletimiz büyük bir demokratik olgunlukla tarihi bir karar alarak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine 'evet' dedi. 16 Nisan halk oylaması Türkiye'yi ayak bağlarından, ağırlıklarından, zincirlerinden kurtararak yeniden büyük Türkiye'nin yolunu açtı. Bu, ülkemizin demokrasi tarihinde önemli bir kilometre taşıdır. Demokratik istikrar yolunda son 15 yılda elde ettiğimiz kazanımlar 16 Nisan halk oylamasıyla perçinlendi" şeklinde konuştu.