"Coğrafyamızı değiştiremeyiz. Üzerinde yaşadığımız coğrafya kaderimizdir. Kalkı ki bunu aklımızdan geçiremeyiz. Bir millet karşısına çıkan bunalım karşısında, haklarını kenara atsaydı, dünyada tarih diye bir şey olamazdı.
MİLLETİMİZ HAYSİYETLİ VE ŞEREFLİ YAŞAMAYI TERCİH ETTİ
Üstünlüğün maddi ve manevi kuvvetlerin bileşkesi olduğunu dikkate alırsak, bunu hak eden Türk milleti olmuştur. Milletimiz haysiyetli ve şerefli yaşamayı tercih etmiştir. İstiklalinden yoksun bir milletin uşaklıktan başka bir tercihi olmadığını saat gibi işleyen hafızasında tutmuştur. Milli varlığımız maziden doğup, istikbalin bilinmez köşelerine ışık tutan meşale haline gelmiştir.
93 YILLIK CUMHURİYET MUHTEŞEM BİR ESER
Türkiye Cumhuriyeti işte bu meşale ile önünü aydınlatmaktadır. 29 Ekim 1923, geçmişten kopuş olmayıp, Türk-İslam menfuresinin yeni bir mimarisidir. 93 yıllık cumhuriyetimiz 'Ya istiklal, ya ölüm'den yola çıkarak, muhteşem bir eserdir. 30 Ağustos Zafer Bayramı her şeyi özetlemektedir.
BU ÇINARI KESMEK HİÇBİR HAİNE NASİP OLMAYACAK
Türkiye Cumhuriyeti milli egemenlik ve meşriyete dayanan, milliyetçilik ve kardeşlik hukukuyla bahtı bağlanan bir çınardır. Bu çıkarı kesmek hiçbir haine nasip olmayacaktır.
CESARETİMİZ KARŞISINDA BAŞ EĞENLER VAZGEÇMEDİ
Asırlardır üzerimizde oyun oynanmaktadır ve bundan korkacak halimiz yoktur. Milli varlığımız çevreleri asırlardır rahatsız etmektedir. Yurdumuzu taksim hesapları hiç ara vermeden günümüze kadar gelmiştir. Savaş meydanlarındaki cesaretimiz karşısında baş eğenler vazgeçmemişler, bu sefer de terörizmi devreye sokmuşlardır. Dünde yaşananların devamı niteliğindedir.
20 Temmuz 2015'ten bu yana kanımız dökülmektedir. Bu önü arkası çalışılmış, küresel bir saldırının acımasız komplosudur. Saldırganlık yoğun, sürekli, sistematik ve acımasızdır. Türkiye bir risk dalgasıyla pençeleşmektedir. Suriye'deki vahşi boğuşma Türkiye'ye yansımakta, etnik ve mezhep kutuplaşması vatanımızda yankılanmaktadır.
