Tarih: 11.04.2020 14:26

Ayrımcı bir yasayla karşı karşıyayız

Facebook Twitter Linked-in

Gergerlioğlu, İnfaz Yasasıyla İlgili TBMM Genel Kurulda yaptığı konuşmasında şunları belirtti:

Bir yıldır bu yasa bekleniyordu ve corona dolayısıyla geldi ama yine ayrımcı olarak geldi. Bakın, düşünün, yıllardır beklenen bir yasa teklifini getiriyorsunuz hem ayrımcı hem corona dolayısıyla insanlar arasında yaşam hakkı ayrımı yapıyor ve bir de riskli gruplar arasında da ayrım yapıyor. Bu denli kötü bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız.

 

Günlerdir milyonlarca "tweet" atılıyor, sosyal medyada herkes büyük tepki gösteriyor, tüm milletvekillerine, hepimize geliyor sanırım, mesajlar, telefonlar. Toplum "Bu adil ve eşit olmayan yasayı onaylamayın." diyor bize. Türkiye tarihinin en büyük tepkisi var şu anda.

Barış diyene, bankaya para yatırana, gazeteye abone olana “terörist” diyorsunuz!

Bakın, maddelerde neler var: 53'üncü madde çok ilginç, çok çarpıcı. Bir yıl kala herkes kapalıdan açık cezaevine çıkabiliyor. Bir grup çıkamıyor, düşünce suçluları çıkamıyorlar; çocuklu anneler, hastalar, yaşlılar buna dâhil. Bu, düşman hukuk değilse nedir arkadaşlar? Bu çıkamayanlar da kim, biliyoruz. Birisine "terörist" demişsiniz ve daha sonra da "Ya, biz teröristi mi affedeceğiz?" diyorsunuz. "Terörist" dedikleriniz "barış" diyenler, bir bankaya zamanında para yatıranlar, bir özel okula çocuğunu gönderenler, bir gazeteye abone olanlar. Bunlara kalkmışsınız "terörist" diyorsunuz. Anne, baba, bütün aileleri perişan ediyorsunuz.

Herkese "terörist" demeye çalışıyorsunuz siz.

Bakın, madde 20 var. Bu, daha da inanılmaz, insanlık dışı bir madde. Ne diyor? Mahpusun eşi veya çocukları hastaysa veya malulse bir yıl infaz erteleme verilir ama yine "terör suçlusu" dediği düşünce suçlularına "Hayır, bunu getirmem." diyor. İnanılmaz bir şey. Yani bu kadar da muhaliflere gaddarlıkta bir zirveye inanamıyorum gerçekten. Nasıl bir vicdansızlık bu? Mahpusun yakınından dolayı mahpusu cezalandırıyor, mahpusun yakınını cezalandırıyor. İnanılmaz bir şey. Herkese "terörist" demeye çalışıyorsunuz siz.

Allah'tan korkun!

Bakın, 50'nci maddede de yine var. Herkes evde infazdan faydalanabilirken çocuklu, hamile anneler, yaşlılar, hastalar eğer ki düşünce suçundan mağdursa yararlanamıyor. Ya, bunun neresine siz "Evet." diyeceksiniz? Elinizi vicdanınıza koyun yani, Allah'tan korkun ya! Olacak şey değil yani!

Cezaevlerini yeni muhalifleri hapsedebilmek için boşaltıyorsunuz!

Bakın, insanlar depresyonda, çok büyük sıkıntıları var. Çocukların psikolojisi bozulmuş durumda. Anneler mahpus, babalar mahpus ve bu toplum büyük bir sıkıntı yaşıyor. Yeni muhalifleri almak için tahliyeleri yaptığınızı çok iyi biliyoruz.Aynı zamanda, bakın, adil bir yasa olmalıydı. İşin doğrusu, bu yasadan, çok abartılmış cezalar verilen bu yargı ortamından ne adliler ne de siyasiler memnun aslında.

Halime Çalışkan babası ve eşi için af bekliyordu. Adalet Komisyonunun bittiği sabah balkondan düştü. Elif Zehra artık öksüz babası cezaevinde olduğundan yetim kaldı!

Bakın, ben size bir olay anlatacağım: Halime Çalışkan, Çanakkaleli bir hanım. Bir akademisyenle evleniyor. Babası ve eşi daha sonra KHK'yle ihraç ediliyor ve hapishaneye atılıyor. Halime Çalışkan'ın uzun yıllar çocuğu olmuyor ve sonunda çocuğu oluyor. Halime Çalışkan aylardır, ne zaman bir af çıkacak diye bekliyordu ve bakın, sonunda ne oldu biliyor musunuz? Coronavirüs salgınını duyduğu zaman beti benzi attı, mahvoldu, perişan oldu. Onu psikiyatriste götürdüler, üçlü antidepresif tedaviye başlandı. Bebeği vardı, Elif Zehra ve bu kadın perişan durumdaydı. Sonra ne oldu? Bu cuma günü, Komisyon toplantısından sonra, olumsuz bir sonuç çıktığını duyunca, terör örgütü üyeliği ve propagandasıyla ilgili yasaya bir şey katılmadığını duyunca çok üzüldü ve sonra balkona çıktı. Yan odada bekleyen annesi balkondan güm diye bir ses duydu, koştu balkona, yerde kanlar içinde kızı yatıyordu. Başı mı döndü, ayağı mı kaydı, başka bir şey mi, bilmiyoruz. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki Elif Zehra artık annesiz ve babası cezaevinde olduğu için de babasız. Bakın, bu resme iyi bakın; Elif Zehra hem öksüz hem yetim. Allah korusun, insanları depresyona sürükleyen... Şu anda binlerce kadın, binlerce erkek depresyonda.

HDP Çayırova temsilcimiz Emine ve Mehmet Karaaslan'ın çocukları da Coronadan yetim ve öksüz kalabilir! Bu karı kocanın daha iddianamesi yok!

Bakın, size bir başka örnek daha veriyorum: HDP Çayırova temsilcimiz Emine ve Mehmet Karaaslan'ın çocukları bunlar. Niye gösteriyorum? 6 Aralıkta karı koca, anne baba tutuklandılar. Ben evlerine gittim, çocukları teskin etmeye çalıştım, "Ya on beş-yirmi günde çıkarlar, çocuklar, merak etmeyin." dedim, beş ay oldu hâlâ tutuklular. Suçları ne biliyor musunuz, sorguda sorulmuş: "Şu fotoğrafta halay çeken sen misin?" Bakın, beş aydır bu insanların iddianamesi bile hazırlanmadı ve coronadan dolayı bu çocuklar da öksüz ve yetim kalabilir. Bu resimlere iyi bakın.

Eline silah almamış bu insanları terörist ilan ederken sizin kriterleriniz ne oldu?

Yine bir başka örnek: Fuat ve Nazlı Çatpınar, bunlar da anne ve baba, Düzce cezaevindeler ve 3 çocukları da cezaevinde, ara sıra babaannesine geliyorlar. Bu aileler perişan durumda arkadaşlar. Bu insanları, terörist ilan ettiğiniz on binlerce insanı niye bu yasanın içine katmıyorsunuz?

Herkes çıkacak Ahmet Altan içeride mi kalacak?

Ve en son, Ahmet Altan; eğer bu yasayı onaylarsanız Türkiye'nin en önemli düşünürü de cezaevinde kalacak! Kabul edilecek bir durum değildir bu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —