‘Kentleşme ve Mutlu Şehirler’in ele alındığı Kartepe Zirvesi-2019 tüm hızıyla sürüyor. Kartepe ilçesinde düzenlenen Zirve’de ‘İslam Coğrafyasının Kadim Şehirleri’’ konusuyla devam etti. Beril Dedeoğlu Salonu’ndaki akademik oturumda konuşan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Dr. Khalıd El-Awaisi” 1990’dan itibaren olan olaylar birçok Müslümanın ölümüne yol açtı ve sayısı bir elin parmağını geçmeyecek ülkeler tarafından sadece açıklandı. O bölgede barış olmazsa dünyanın hiçbir yerinde barış olmaz.” dedi
“PEYGAMBERİMİZ DE MUTLU ŞEHİRİ YAPMAYA ÇALIŞTI”
Beril Dedeoğlu Salonu’nda gerçekleşen oturumun moderatörlüğünü TASCA’dan Muhammed Adil üstlenirken Carthage Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jameleddine Droul, Anbar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmed Rashid Jrethee, Kral Abdülaziz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alsaid İsmail Khaleel, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Dr. Khalıd El-Awaisi konuşmacı olarak katıldı.Dr. Khalıd El-Awaisi, Müslümanların tarihleri boyunca hep böyle mutlu şehirler yaratmaya çalıştığını ifade ederek” İstanbul’un fethinden önce bu bölge savaş bölgesiydi. Hz. Muhammed Peygamberimiz Medine’de yeni bir şehir yaptı ve bu şehirde mutlu insanların olduğu bir düzen yaratmaya çalıştı. O zaman mesihleri satın alıp kafalarını kesen Yahudileri de bu şehirden gönderdi ve girişlerini yasakladı. Hristiyanlar bu bölgeleri kaybetmeyi hiçbir zaman kabul etmedi. Haçlı seferleriyle başlayan bu vazgeçmezlik hep gözümüze çarptırılıyor.” dedi
“KUDÜS’TE BARIŞ OLMAZSA DÜNYADA BARIŞ OLMAZ”
“Müslümanlar olarak biz kimseyi ayırmıyoruz, bunun en güzel örneği de Osmanlı İmparatorluğu zamanında yaşandı.” Diyerek sözlerine devam eden Dr. Khalıd El-Awaisi” Farklı dinlerle harmanlanmış Osmanlı İmparatorluğu mutlu şehri yaratabilmişti. Şimdilerde ise Yahudiler Filistin ve Kudüs’ü işgal ederek buraları kendi topraklarına kattığını söylüyor. 1990’dan itibaren olan bu olaylar birçok Müslümanın ölümüne yol açtı ve sayısı bir elin parmağını geçmeyecek ülkeler tarafından sadece açıklandı. O bölgede barış olmazsa dünyanın hiçbir yerinde barış olmaz. Onun için gelecek tarifimizi söylersek de İslam ve Bilim ile hareket ederek tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.
“MEKKE’DE MÜSLÜMANLIĞIN IŞIĞI BAŞLADI”
Prof. Dr. Alsaied İsmail Khaleel ise konuşmasında, “Mekke’de Müslümanlığın ışığı başlayıp her yere yayılmıştır. İlk inen ayetlerde Yaratan Rabbi’nin adıyla oku denilmiştir. Burası çok kültürel bir yapıdır insanlar arasında sevgi, saygı kardeşlikle Müslümanlık bir araya getirmiştir. En eski Müslüman şehirlerden biri olup İslam uygarlığının ilk başkentidir. Uhud Savaşı’nın yapıldığı tarihi birçok yer bulunmaktadır. Oranın her şeyi mübarektir. Mekke ve Medine’nin İslam uygarlığına birçok katkısı bulunmaktadır. İbadet yeri olması dışında da Müslümanların buluşma yeridir. Medrese, okul gibi yapılar bulunmakla birlikte burada kültürel bir birleşme vardır” dedi.
“İNSAN YAKLAŞIMLARI İYİ, AHLAKLI VE TEMİZDİ”
Oradaki halkın yanında Afrika, Hindistan’dan gelenlerde bulunmaktadır” diyerek konuşmasına devam eden Khaleel, “Aralarında herhangi bir ayrım yoktur. Oradaki kütüphaneler özellikle Mekke’de çok önemli kütüphaneler bulunmaktadır. Mekke evlerinin de kendine özgü bir yapısı vardır. Evler taştan yapılı olup genelde 3-4 katlı özel şekilli yapılardır. Başka bilim adamları da tahtadan yapılma, evlerin önünü kaplayan desenlerden bahsederler. Sıcaklıktan ötürü damlarda yatan insanlar da görülebilir. Mescid-i Haram’da oruç açıp namazlarını yine orada kılabiliyorlardı. Ibn Batuta gezisinde (18.yy) insan yaklaşımlarının iyi ahlaklı temiz, kimseler olduklarını belirtmiştir” diye konuştu.
DÜNYANIN 4. KUTSAL ŞEHRİ
Prof. Dr. Ahmed Rashid Jrethee de konuşmasında tarih ve uygarlık şehri olan Bağdad Abbasi dönemi, Osmanlı dönemi ve Yeni Irak Devleti’nin kurulma sonrası dönemini anlattı. Prof. Dr. Jameleddine Drouıl ise Kayraman’dan Tunus’a uygarlık gezisi konusunu anlatarak “Bu iki büyük şehir Müslüman fatihler taraf kurulmuştur. Tunus’un ilk başkenti olarak 4 asır kalmıştır Kayraman. Dünyanın 4. kutsal şehri olmuştur” şeklinde konuştu.
