Almanya'ya sert çıkış: Kabul edilemez

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kalın, "DTİP oradaki Türk-Müslümanların ihtiyaçlarını görmekle kalmıyorlar aynı zamanda radikalleşmeye karşı çok önemli bir rol oynamıştır. Bu Diyanet İşleri Başkanlığımızın önemli bir başarısıdır. Bu takdir edilmesi gerekirken böyle bir takibat kabul edilemez. Asıl yoğunlaşması gereken DTİP mensupları değil terör örgütleri olmalıdır." dedi.

Kalın'ın açıklamalarından satır başlıkları şöyle;

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ İL İL GEZECEK HALKLA BULUŞACAK

16 Nisan'da gerçekleşecek olan halkoylamasında söz millette. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu gündeme getiren bir lider olarak sahada ve bundan sonraki süreçte de sahada olmaya devam edecek. Bu vesile ile kendisinin il ziyaretleri, basın toplantıları, televizyon programları gençler ve meslek odalarıyla buluşmaya devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yapısının ne olacağını, Türkiye'ye neler kazandrıcağıyla ilgili görüşlerini milletimizle paylaşma imkanı bulacaktır. 16 Nisan günü yapılacak oylama şüphesiz Türkiye'nin bundan sonra muasır medeniyetler seviyesine ulaşması noktasında çok büyük önem arzediyor. Bu anayasa değişikliği aynı zamanda kuvvetler ayrılığı ilkesini de çok güçlü bir şekilde korumaktadır.

YENİ SİSTEM YENİ DÖNEMİN BİR BAŞLANGICI OLACAKTIR

Milletle doğrudan temas kurarak siyaset yapan Cumhurbaşkanımız bir lider olarak mevcut tartışmalara bir netlik ve açıklık getirecektir. Zaman zaman rasyonel bir temeli olmamakla beraber zihinleri bulandırmak üzere üretilen karşı argamünlarının karşılığı olmadığını görüyoruz. Millete güvenmeyen bir sistem millete hizmet edemez, milletin güvenini de kazanamaz. Halkoylamasının millete götürülmesi milletin iradesinin her tür iradenin üstünde olduğunu bu vesile ile ifade etmek isteriz. Çok partili hayata geçtiğimiz 1950'den beri koalisyon hükümetleriyle millet olarak kaybettiğimiz ortadadır. Yeni sistem yeni bir dönemin başlangıcını inşallah bu vesile ile hep birlikte yapacağız.

15 TEMMUZ'DA 248 ŞEHİDİMİZİ UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ

15 Temmuz darbesiyle ilgili yargılamalar şu anda başladı, devam ediyor. 15 Temmuz darbesi yapan üniformalı teröristlerin yargı önüne çıkarılması, bu ihanet suçu işleyenlerin bedelini ödemeleri açısından büyük önem arzediyor. Bu aynı zamanda yargı sisteminin ve Türk mahkemelerinin çalıştığını gösteriyor. Bunlardan bir kısmı utanmadan 'ben bu darbeyi yaptım' derken bir kısmı da yalan beyanlarına şahit oluyoruz. 15 Temmuz gecesi şehadete uğurladığımız 248 şehidimizi ve gazilerimizi asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Bunu da elbette milletimizle elbirliğiyle gerçekleştireceğiz.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ DİĞER ÜLKELERİ DE ZİYARET EDEBİLİR

Bu ziyarette Körfez İşbirliği Teşkilatı'nın en önemli üyelerinden Suudi Arabistan ve Bahreyn'le bu mekanizmaların hızlandırılması ve somut çıktıların elde edilmesiyle ilgili sayın Cumhurbaşkanımız görüşmüşlerdir. Bildiğiniz gibi 4 anlaşma imzalandı. Muhtemelen halkoylamasından sonra önümüzdeki aylarda sayın Cumhurbaşkanımız birtakım Körfez ülkelerine ziyaretleri olabilir, oralardan bize ziyaret olabilir. Bu trafik giderek yoğunlaşacaktır.

KÖRFEZ ÜLKELERİNİN FETÖ İLE MÜCADELESİ OLUMLUDUR

Körfez ülkelerinin FETÖ'ye karşı mücadeleleri olumludur. Bu okullar kapatıldığında bir mağduriyet olacak mı sorularına da cevap teşkil etmesi açısından önemli. Bizzat sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünü yaptığı Maarif Vakfı önemli bir rol üstlenmiş durumda. Geçtiğimiz 6 ay içerisinde Afrika'da 6 okul, 10 öğrenci yurdu Maarif Vakfı'na devredildi. Bu konudaki mücadelemiz her alanda, her satıhda kararlı bir şekilde devam edecektir. Bu konuda Türkçe Olimpiyatları gibi sıfatları kullanarak hain planları devreye sokmak isteyen FETÖ'ye dünyada müsamaha edilmeyecektir.

ALMANYA'NIN DTİB TATBİKATI KABUL EDİLEMEZ

Almanya'da ipe sapa gelmez ve zemini olmayan suçlamalarla DTİB mensuplarına yönelik böyle bir takibatın başlatılmış olması arkada başka niyetlerin olduğunu akıla getirmektedir. DTİP oradaki Türk-Müslümanların ihtiyaçlarını görmekle kalmıyorlar aynı zamanda radikalleşmeye karşı çok önemli bir rol oynamıştır. Bu Diyanet İşleri Başkanlığımızın önemli bir başarısıdır. Bu takdir edilmesi gerekirken böyle bir takibat kabul edilemez. Asıl yoğunlaşması gereken DTİP mensupları değil terör örgütleri olmalıdır.

PYD EFSANESİ CERABLUS'TA YERLE BİR OLMUŞTUR

El Bab'ın içerisindeki operasyonlar büyük bir hassasiyetle yürütülmektedir. Orada DEAŞ'a karşı mücadele ediliyor. El Bab'ın DEAŞ'tan tamamen temizlenmesi aynen Cerablus, Azez'de olduğu gibi büyük önem arzediyor. El Bab'da elde edilecek başarı DEAŞ'ın Suriye'deki son kalesi olan Rakka'nın temizlenmesi açısından büyük önem taşıyor. Suriye'de Obama yönetiminin DEAŞ'la etkin mücadele veriyor gerekçesiyle PKK'nın uzantısı olan PYD/YPG'ye destek vermesi kabul edilebilir bir durum değildir. PYD efsanesi Cerablus'ta yerle bir olmuştur. Terör örgütleriyle hiçbir ilgisi olmayan PYD'ye karşı mücadele verdiğini gördük. PYD-YPG alan hakimiyeti sağladıysa bu özellikle ABD'nin desteğiyle olmuştur. Bunların sahaya hakim olduğu argümanın geçerliliği kalmayacaktır.

SURİYE'DE OPERASYONLAR DOĞRU AKTÖRLERLE YÜRÜTÜLMELİDİR

Suriye'nin toprak bütünlüğünü ele alacaksak bunu doğru aktörlerle yapabiliriz. Rakka konusunda operasyonel düzeyde yürütülen çalışmaları Genelkurmay Başkanlığımız bizzat Hulusi Akar paşanın koordinasyonuyla yürütülmektedir. Bizim önerimiz Rakka ve diğer bölgelerde, Suriye sahasında doğru aktörlerle hareket edilmesidir. Bölgedeki gelişmeler sayın Cumhurbaşkanımızın çeşitli vesilelerle ifade ettiği "Hem sahada hem masada olacağız" sözünün teyididir.