Tarih: 19.10.2021 19:15

Allah'ın Elçisi Hz.Muhammed (s.a.v.) Neyimiz Olur?

Facebook Twitter Linked-in

 

İlahiyatçı Yazar Ali Rıza Demircan Hocamız Mirat Haber sitesinde Peygamber Efendimiz hakkında bir yazı kaleme alarak Peygamber nasıl konumlandırmamız gerektiğinden bahsetti. Demircan Mirat Haber sitesinde oldukça detaylı bir anlatımla konuya değindi ve ayetlerden yola çıkarak “Efendimizin tarihi kahraman mı yoksa hayat önderimiz mi” olduğuna açıklık getirdi.

Yüce Allah yarattığı ve kulluk denemesine tâbi kıldığı insanlara, insanlar içinden seçtiği peygamberler göndermiştir. Yasalarını da onlarla bildirmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v.) Peygamberlerin sonuncusudur. Yüce Allah O’nu Kıyamet Günü’ne kadar gelecek bütün insanlara peygamber kılmıştır. İnsanlık için seçtiği, yürürlüğe koyduğu son bildirileri, emirleri ve yasaklarını ihtiva eden Kur’ân-ı Kerim’i O’na indirmiş, O’nunla tebliğ ettirmiştir.

Yüce Rabbimiz, O’na vahyettiği Kur’ân-ı Kerim’de O’nu insanlığa şöylece sunar:

«Biz seni ancak (rahmetimizin) müjdecisi ve (azabımızın) korkutucusu olarak bütün insanlara peygamber gönderdik. Ne var ki insanların çoğu bunu bilmezler.» (Sebe, 28)

İtaat Edilmesi İçin Gönderilmiştir

Hz. Muhammed (s.a.v.), bütün insanlığa itaat edilmesi gereken Nebî- Resûl olarak peygamber gön­derildiği için O, tüm insanlar tarafından hayatın her safhasında önder edinilmesi, ferdî ve ailevî hayatımızda, içtimaî münasebetlerimizde rehber tutulması gereken bir önder – peygamberdir. (Nisa 4/ 64)

Hz. Muhammed (s.a.v.), bütün müsbet vasıflan ve insanî kıymetleri şahsında toplamış, tebliğ ettiği İslâm Dinini engin bir ruh, kükreyen bir azim, tükenmez bir feragat, bitmeyen bir mücadele ve derunî bir sadelik içerisinde yaşayarak insanlığın her sınıfına ışık saçmış, fiilen örnek olmuş bir önderdir.

Peygamberimiz insanlık hayatında fiilen önemi olmayan bir takım nazariyelerin, dini merasimlerin tebliğcisi veya şeklî bir takım ibadet kurallarının mübelliği değildir.

O, gerçek bir hayat önderidir. O’nu Rabbimiz seçmiş ve yetiştirmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah tarafından bütün insanlığın önderi kılındığı içindir ki, beşer hayatının bütün merhalelerini idrâk etmiş, insanlığın her sınıfına örnek olacak üstün bir hayat yaşamıştır.

O, bir yetimdi,

O, gençliğinde nafakası için sürü otlatan bir çobandı,

O, vefakâr bir eş, şefkatli bir babaydı,

O, doğru bir tacir, emin bir ortaktı,

O, bir mütefekkirdi,

O, insanlığın yolunu aydınlatan bir mürşid ve öğretmendi,

O, varlığını Allah’a yöneltmiş bir âbitdi,

O, hukuku ve hukukun üstünlüğünü savunan büyük bir hukuk kaynağıydı.

O, devlet kurucusu, devlet ve hükümet başkanıydı,

O, büyük bir asker, müstesna bir kumandandı,

O, tek basma beşerî düzenlere baş kaldırmış, İslâm devrimini gerçekleştirmiş büyük ve mukaddes bir inkılâbçıydı,

O, mazlumlara hami, zalimlere şedid, suçlulara tavizsiz bir hâkimdi,

O, sevgisi, merhameti, affı, tevazuu ile fiilen örnekler vermiş bir ahlâk önderi ve bir fazilet şelâlesiydi.

O, insanlığın bütün yoksullarına örnek olmak için son derece sâde bir hayat yaşamış, devlet başkanı iken hurma lifinden mamul bir yatakta yatmış, yamalı elbise giymiş, arka arkaya karnım iki defa buğday ekmeği ile doyurmamış, fakat tebliğ ettiği dinin sosyal adalet ilkelerini başarıyla tatbik ve ikâme etmiş bir önder-peygamberdi.

Öz ifadeyle O, Allah’ın Kur’ân ile terbiye ettiği ve pek güzel yetiştirdiği seçkin bir kuldu.

Görülüyor ki o, yalnız tebliğ etmedi. Hayatın içinde yaşadı. Yaşayışıyla İslâm dinini tebliğ ve tefsir etti ve böylece bütün bir beşer için, izinden gidilecek büyük bir önder oldu.

Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm onu bizler için pek muhteşem bir önder olduğunu şöyle açıklar:

«Gerçekten Allah’ı, âhiret gününü arzulayanlar ve Allah’ı çok zikredenler için, size, Allah’ın Peygamberinde (takip edeceğiniz) pek güzel bir örnek vardır.» (Ahzab, 21)

Vardır… Çünkü Hz Muhammed (s.a.v.), büyüktür. O’nun büyüklüğünü cihan itiraf etmiştir.

O, dâhi olduğu için değil, Allah tarafından kendisine vahiy yolu ile Kur’ân indirilen bir Elçi olduğu için büyüktür.

Büyüktür ve büyükler büyüğüdür, bütün büyükler ve büyük kabul edilenler O’nun yanında küçüktür.

Mü’min olarak yaşamak, Müslüman olarak can vermek isteyecek her ferdin seveceği, izinden gideceği yegâne hayat önderi Hz. Muhammed (s.a.v.)’dir. O’na iman bunu gerektirir.

Şanlı Peygamberimiz-önderimiz tarihe mal olmuş ve onun sinesine çekilmiş bir önder değildir. O, bu gün de vardır. Ulu Peygamberimiz önder olarak aramızdadır. Hz. Muhammed (A.S.) in peygamberliğine inandığımız gibi inanmalıyız ki, Milli Eğitimiz okullarını, radyo ve televizyon kurumlarımız mikrofonları ve ekranlarını, basınımız en gözde sayfalarım, evlerimiz, iş-yerlerimiz ve fabrikalarımız kapılarını Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ve O’nun tebliğ edip örneklendirdiği cihanşümul (evrensel) Hak ve Fazilet düsturlarına açmadıkça, dünyevî istikbalimiz âteşin, ebedi istikbalimiz de azaplarla dolu olacaktır.

Rabbimiz bu gerçeği şöyle açıklar:

«… Peygambere (ve tebliğ ettiği İslâm Düzeni’ne) aykırı gidenler kendilerine dünyada buhranın, âhirette elem verici bir azabın gelip çatmasından sakınsınlar (bakalım.)» (Nur, 63)

Ey Allah’ın Elçisi!

Bu akşam bir yenisi idrak edeceğimiz Mevlid kandillerinde olsun Peygamberimize bağlılık mesajlarını sunmayan ve O’nu anmaktan ürkenleri öfke duyulacaklardan değil merhamet edileceklerden görelim.

Şahsım ve siz muhterem okuyucularım adına Aziz Peygamberimizin manevî huzurunda bağlılığımızı arzeder, gönüller dolusu salât ve selâmlarımızı sunarak biatlerimizi şöylece yenilerim.

Ey Allah’ın Peygamberi! Sen Allah’ın insanlık için seçtiği son elçisin. Sana ve tebliğ ettiğin çağları kuşatıcı ilâhî kanunlara inanıyoruz. Sen bizim tarihi kahramanımız değil yurdumuzda her gün milyonlarca ezanla ilan etiğimiz biricik hayat önderimizsin. Seni hayatımızın rehberi, Cennet yolunun öncüsü biliyoruz. Seni tanımayanlar tanımayacaklarımızdır.

Yazımızı Nur Sûresi’nin 52. âyetinin anlamım sunarak bitiriyorum:

«Allah’a ve Peygamberi Muhammed (s.a.v.)’e itaat eden, Allah’tan saygı duyarak korkan, emirleri ve yasaklarına muhalefetten sakınanlar (yok mu? Dünya ve âhirette) mutluluğa erecek olanlar ancak onlardır

Ali Rıza Demircan




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —