İstanbul Tuzla’da cesedi cumartesi günü boş arazide bulunan 2 çocuk annesi Fatma Kayıkçı’nın (40) öldürülmesiyle ilgili yapılan incelemede çarpıcı bulgulara ulaşıldı. Kendisini Furkan Altın olarak tanıtan şüpheli komşunun, sahte kimlik taşıdığı, gerçek kimliğini gizlediği belirlendi. Evinde yapılan parmak izi incelemesinde şüphelinin gerçek adının Atalay Filiz olduğu ve cinayetten arandığı ortaya çıktı. Elde edilen görüntülerle Filiz’in fotoğrafı da eşleşti.
Gerçek kimliğine ulaşılan Atalay Filiz, 16 Eylül 2013’te Ankara Eryaman’da Tümgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan’ın TÜBİTAK’ta çalışan oğlu Göktuğ Demirarslan ve Rus sevgilisi Elena Radchikova’yı öldürmekten aranıyordu.
O DA ASKER ÇOCUĞU
Babası, Türk Hava Kuvvetleri’nden emekli olan ve THY’de pilotluk yaptığı öğrenilen Filiz, babalarının asker olması nedeniyle Demirarslan ile çocukluk arkadaşıydı. ODTÜ’de Biyoloji bölümünde doktora yapan Filiz, değişim programıyla eğitimine Fransa’da devam etti. Bu sürede Göktuğ Demirarslan’la aynı evde kaldılar. Demirarslan’ın Türkiye’ye dönmesinden sonra Aralık 2012’de Fransa’dan Türkiye’ye giriş yapan Filiz’in, çifte cinayeti planlayarak işlediği ortaya çıkmıştı. Çifti 2 hafta takip eden Filiz, Demirarslan ile Rus sevgilisine kaldıkları sitenin girişinde pusu kurmuş ve tüfekle öldürmüştü. Filiz’in, sahte kimlikle Yunanistan’a kaçtığı belirlendi.
KIRMIZI BÜLTENLE ARANIYORDU
Hakkında Kırmızı Bülten çıkarılan Filiz, 3 yıldır uluslararası düzeyde aranıyordu. Filiz’in 2 yıl kaçtığı, 2014 sonunda ise sahte kimlikle Türkiye’ye döndüğü sanılıyor. Filiz’in bu tarihten itibaren İstanbul’da sahte kimlik kullanarak yaşadığı bu cinayetle ortaya çıktı.
RUS SEVGİLİSİ DE KAYIP
Filiz’in, Rus sevgilisi Olga Seregina da 2013’ten beri kayıp. Seregina’nın, Demirarslan’ın Rus sevgilisi ile arkadaş olduğu belirlenmişti. Türkiye’ye girişi olan ancak çıktığına dair kayda ulaşılamayan Seregina’nın Filiz tarafından öldürüldüğü şüphesi ağırlık kazandı. Seregina’nın da Interpol tarafından sarı bültenle arandığı öğrenilirken Demirarslan Ailesi bilgilendirilmek üzere emniyete çağrıldı.
FATMA ÖĞRETMEN'İN PARASIYLA KAÇIYOR
Cuma günü çocuğunu okuldan almak için evden çıktıktan sonra kaybolan, giriş kattaki komşunun evinde ayakkabısının teki ve kan izleri tespit edilen Fatma Kayıkçı’nın cesedi ertesi gün bir ağacın altında bulunmuştu. Tek şüpheli aynı apartmanın giriş katında oturan Furkan Altın olarak bilinen Atalay Filiz. Atalay Filiz’in gerçek kimliğinin ortaya çıkmaması için kendisini sigorta yaptırtmadığı da belirlendi. Filiz’in Fatma Kayıkçı’yı öldürdükten sonra İstanbul dışına kaçtığı yönünde bilgilere ulaşılması üzerine çalışmalar derinleştirildi.
4 DİL BİLİYOR, FAVORİ KİTABI "SUÇ VE CEZA"
Cinayet şüphelisi Atalay Filiz’in Rusya’da kullanımı yaygın olan bir sosyal paylaşım sitesinde kendi ismi ve fotoğrafıyla profil oluşturduğu ortaya çıktı. Siteye Türkçe, İngilizce, Fransızca ve İtalyanca bildiğini yazan Atalay Filiz’in favori kitabı ise “Suç ve Ceza.” Ayrıca, Savaş ve Barış, Anna Karenina ve Karamazov Kardeşler’i de okuduğunu belirtmiş. Zanlı ilişki durumunu “Yalnız” olarak seçerken, yaşadığı şehri de “İstanbul” yazmış.
"SAF GARİBAN GİBİ DURUYORDU"
Öldürülen Fatma Kayıkçı’nın üvey oğlu Bekir Kayıkçı, Atalay Filiz’in 2013 sonunda çay bahçelerine gelerek yatılı iş aradığını söylediğini belirterek şöyle konuştu: "Eleman aradığımız için kabul ettik. Çok cüzi bir miktarda maaşa çalışmayı kabul etti. Deneme süresinden sonra sigorta yapmak için kimliğini istedik. Sigortaya borcu olduğunu söyleyip sigorta yapılmasını istemedi. Biraz dalgın biriydi. Ailesinin kendisine, ‘Sen safsın, pasifsin. Bir şeyi başaramazsın. Senden adam olmaz. Kaç yaşına geldin bir ipe sap olamadın’ diye baskı yaptığını, kendisinin de ailesinin bu sözleri üzerine işe yarar bir adam olduğunu ve kendi ayakları üzerinde durabileceğini ispatlamak için evden kaçtığını söyledi. Şimdi her şeyin yalan olduğu ortaya çıktı. Yaklaşık 1.5 yıl çay bahçemizde çalıştı. Kapanınca babam “Bu çocuklar gariban. Ortada kalmasın, iş bulunca giderler” deyip bizim binanın giriş katındaki dairede kalmalarını sağladı. Bir yıldır burada kalıyordu. Ara sıra işe gidiyordu. Para harcayan birisi değildi. İzin günlerinde bile evden çıkmıyordu. Çok akıllı olmadığını düşündüğümüz birisiydi. Sefil, gariban gibi duruyordu. Benden para istemedi ama babam ve Fatma ablanın yardım amaçlı para verdiğini öğrendim.”
