Bilindiği üzere, 17- 25 Aralık 2013 tarihlerinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve 4 bakanın da adının geçtiği operasyon yüzyılın yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olarak hem ülkemizin hem de dünyanın gündemine oturmuştur.Tüm yurttaşlarımız gibi bizim de bu operasyondan beklentimiz, soruşturmanın hukuk kuralları içerisinde sonuna kadar götürülerek kamu vicdanı tatmin edecek şekilde sonuçlandırılması idi.
Ancak, ne yazık ki operasyon sonrası yaşanan gelişmeler, şüpheli olarak gösterilen bakanlarla ilgili fezlekelerin bir türlü meclis gündemine gelmemesi, yapılan yasal düzenlemeler ve sonunda da verilen takipsizlik kararı bu beklentimizin boşuna olduğunu göstermiştir. Hukuka ve adalete olan güvenimiz bir kez daha sarsılmıştır. Verilen takipsizlik kararı ile yolsuzluk operasyonu kirli bir adalet ile kapatılmak istense de halkın vicdanında bu dosyanın asla kapanmayacağını, vicdanların sıfırlanmadığını önemle belirtmek isteriz.
İktidarı boyunca uçan kuşa bile dava açan ve açtığı davalardan sonuç elde etmek için çabalayan AKP, dava konusu kendisi olunca bütün imkanlarını,yolsuzlukları örtbas etmek için kullanmaktadır. Bugün 17 ve 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarıyla ilgili verilen takipsizlik kararı, AKP hükümetinin yargı üzerindeki gölgesinin açık göstergesidir. Takipsizlik kararı ile ülkemizde zaten tartışma konusu olan yargı bağımsızlığı iyiden iyiye tartışma alanına sokulmuştur.
Sözlerimizi Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerisi ile bitiriyoruz ve 17-25 Aralık haftası ‘Hırsızlar Haftası’ olsun ve hırsızlar tarafından AKP Genel Merkezi’nde kutlansın.Saygıdeğer halkımıza da Usta Nazım”ın “Ben yanmasam, Sen yanmasan,, Biz yanmasak, Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.. “ Dizelerini hatırlatarak ; bütün hırsızlıklarla mücadele etmeye davet ediyorum.