Tarih: 16.06.2020 08:46

15-16 Haziran önümüzü aydınlatıyor

Facebook Twitter Linked-in

15-16 Haziran 1970 büyük işçi direnişi 50’nci yılında Gebze’de Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından yapılan basın açıklaması ile kutlandı. CHP Gebze İlçe Örgütü’nde gerçekleşen basın açıklaması Emek Partisi Gebze İlçe Yöneticisi Yusuf Akar tarafından okundu. Akar, “Sendikal örgütlenmenin önüne engel konulmasına, yandaş sendikal örgütlenmelerin devlet himayesine alınmasına, örgütsüzlük dayatmasına, grev hakkı kısıtlamasına karşı on binlerce işçinin ortaya koyduğu mücadeleci tutum, inanç, cesaret ve kararlılık 50. yılında da önümüzü aydınlatmaya devam ediyor” dedi.

 

DESTEK VERDİLER

 

Kocaeli Valiliği’nin yasaklamasından ötürü kent meydanından CHP Gebze İlçe Örgütü’ne alınan basın açıklamasına CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan ve yönetimi ev sahipliği yaptı. Basın açıklamasına CHP’nin yanı sıra HDP, Emek Partisi, Sol Parti, Eğitim-Sen, Tüm Emekli-Sen, Gebze Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği ve Gebze Kent Politikaları Derneği başkan, yönetici ve üyeleri katılarak destek verdi.

 

ORHAN YASAKLAMAYI KINADI

 

CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan açılışta yaptığı konuşmada 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin Gebze için özel bir önemi bulunduğunu ve yürüyüş kollarından birinin Gebze’den başladığını hatırlattı. Kocaeli Valiliği tarafından getirilen yasağı da sert bir dille kınadıklarını kaydeden Orhan; HDP’nin Hakkari ve Edirne’den Ankara’ya başlatılacak olan yürüyüşü engellemek için alınan bir karar olduğunu öne sürdü. Orhan, “Valiliğin almış olduğu böyle bir karar demokratik değil antidemokratik siyasi bir karardır. Bu kararı doğru bulmuyoruz. Karar tamamen siyasi bir karardır. mücadeleyi her alanda düşüncelerimizi ve fikirlerimizi paylaşacağız” dedi.

 

COŞKUYLA SELAMLIYORUZ

 

Orhan’ın açıklamasının ardından Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri’nin 15-16 Haziran’a dair basın açıklaması EMEP Gebze İlçe yöneticisi Yusuf Akar tarafından okundu. Akar şunları kaydetti:

 

“İşçilerin sendikal mücadelesinin önünü kesmek için yapılmak istenen yasal düzenlemelere karşı 15-16 Haziran 1970 tarihlerinde gerçekleştirilen büyük işçi eylemlerinin 50. Yılını coşkuyla selamlıyoruz.

 

Yüzbinlerce işçinin sendikal hak ve özgürlüklerine sahip çıkmak, örgütlenme haklarını ve sendikalarını korumak için gerçekleştirdikleri bu direniş, üzerinden geçen 50 yıla rağmen ülkemizdeki emek mücadelesinin en görkemli direnişlerinden birisi olarak parlamaya devam etmektedir.

 

NET OLARAK İŞARET EDİYOR

 

15-16 Haziran, üretimden gelen gücün en etkin şekilde kullanılmasının nadir örneklerinden biridir ve bu gücün yaygın biçimde kullanılması durumunda sermayenin saldırılarının nasıl püskürtüleceğini deneyimleyerek bizlere göstermiştir. Kıdem tazminatına Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi adı altında el konulması girişimlerinin hız kazandığı bugünlerde 15-16 Haziran direnişinin bu niteliği bir kez daha bu saldırılara karşı ne yapılması gerektiğini net olarak işaret etmektedir.

İŞÇİ SINIFI ÇARESİZ DEĞİL

 

15-16 Haziran Direnişi, çalışma yaşamını sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillendirmek isteyen siyasal iktidara karşı işçi sınıfının çaresiz olmadığının en önemli göstergelerinden birisi olmuştur. Fabrikalardaki üretimi durdurarak yollara çıkan işçiler, yan yana geldiklerinde neleri başarabileceklerini dosta-düşmana göstermişlerdir.

 

İşçilerin başlattıkları bu direniş şiddetle bastırılmak istenmesine, sıkıyönetim ilan edilmesine ve direnişe katılan işçilerin işsiz bırakılmakla tehdit edilmesine rağmen, direniş başarılı olmuş, Anayasa Mahkemesi Meclis’ten geçen değişiklikleri iptal etmiştir.

 

ÖĞRETİCİ OLMALIDIR

 

Dünyada ve ülkemizde emekçilerin, işçi sınıfının karşı karşıya kaldığı saldırılar değişmemiş, özellikle salgın süreciyle birlikte daha da çeşitlenerek ve derinleşerek artmıştır.  İşçiler, emekçiler “çarklar dönsün” denilerek salgınla ya da açlıkla ölüm seçenekleriyle karşı karşıya bırakılmıştır.

 

Ülkemizdeki emek mücadelesi için ilham kaynağı olan 15-16 Haziran Direnişi, hak arama mücadeleleri için olduğu kadar meclisteki çoğunluklarıyla antidemokratik yasalar çıkartmayı kendine hak gören iktidar sahipleri için de öğretici olmalıdır. 

 

Meclis çoğunluğu ne olursa olsun hiçbir iktidar, emekçilerin hak ve özgürlerini, emeğin evrensel kazanımlarını ve emeğin çıkarlarını savunan örgütlü yapıları zorla ortadan kaldıramaz. Çoğunluk gücünün sahibi olmak, bu gücün keyfi ve antidemokratik bir toplumsal düzen inşa edilmesi için kullanılabileceği, toplumun örgütlü yapılarının ortadan kaldırılması için kullanılabileceği anlamına gelmemektedir.

 

GEREKLİ MÜCADELEYİ YÜRÜTECEĞİZ

 

Ayrıca, işçi sınıfının bütün kazanılmış haklarının ortadan kaldırıldığı, sendikal örgütlenmelerini dağıtılmaya çalışıldığı, işsizlikle gençlerin, kadınların yüz yüze bırakıldığı ve  ürkütücü boyutlara ulaştığı, her gün 4-5 işçinin iş cinayetlerinde toprağa verildiği, çalışma saatlerinde dünya rekorlarının kırıldığı, açlık sınırının altındaki bir ücretin ortalama ücret haline getirildiği, sağlık emekçilerinin, PTT ve kargo çalışanlarının ekipman eksiği ile hastalıkla yüz yüze bırakıldığı, güvencesizliğin tavan yaptığı bu pandemi koşullarıda; işçilerin hayatta kalmaya çalıştığı, sağlığını, işini ve gelirini korumaya çalıştığı bir süreçte, işçilerin, emekçilerin en temel kazanılmış hakkı olan, birikmiş emeğine, çocuklarımızın geleceğine yani kıdem tazminatına göz dikilmesini kabul etmiyor ve gerekli mücadeleyi yürüteceğimizin bilinmesini istiyoruz. 

 

ÖNÜMÜZÜ AYDINLATMAYA DEVAM EDİYOR

 

15-16 Haziran'ın doğduğu yerden, Gebze'den, Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bir kez daha haykırıyoruz; sermayenin neo liberal taarruzuna rağmen 15-16 Haziran mirası, bilinci ve yol göstericiliğiyle; özgür, eşit, laik, barış içinde bir arada bir yaşam ve güvenceli ve güvenli bir çalışma hayatı için mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.

 

 

Sendikal örgütlenmenin önüne engel konulmasına, yandaş sendikal örgütlenmelerin devlet himayesine alınmasına, örgütsüzlük dayatmasına, grev hakkı kısıtlamasına karşı on binlerce işçinin ortaya koyduğu mücadeleci tutum, inanç, cesaret ve kararlılık 50. Yılında da önümüzü aydınlatmaya devam ediyor. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihine altın harflerle yazılan 15-16 Haziran 1970 Direnişini, 50. yıldönümünde bir kez daha coşkuyla selamlıyoruz.

 

Yaşasın 15-16 Haziran Direnişimiz,

 

Yaşasın Emek ve Örgütlenme Mücadelemiz!

Haber Merkezi

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —