Ganalı Iddi, Türkiye Ampute Futbol Süper Ligi'nin ilk yabancı kaptanı oldu

Gana Ampute Milli Futbol Takımı oyuncusuyken, Dünya Kupası'nda yolunun kesiştiği Pendik Belediyesi Ampute Futbol Takımı'na kaptan olan Fuseini Iddi, memleketinde belediye başkanı olmayı veya ikinci memleketi Türkiye'de antrenör, takım başkanı olmayı istiyor.

Fuseini Iddi, 5 yaşında futbol oynamaya başladı. 11 kardeşi ve ailesiyle Gana'nın başkenti Akra'da yaşamını sürdüren Iddi, önce annesini ardından belediye başkan yardımcısı olan babasını kaybetti.

Futbol maçı sırasında dizinden sakatlanan Iddi, önce mahallesindeki bir "çıkıkçı"ya gitti, bacağı iyileşmediği için daha sonra hastaneye götürüldü. Iddi'ye ameliyat olması gerektiği söylendi ancak ameliyat parasını karşılayamadığı için bacağı kesildi.

Futbol hayatının sona erdiğini düşünürken, televizyonda "kendisi gibilerin" futbol oynadığını gören Iddi, daha sonra iletişime geçtiği Gana Ampute Milli Futbol Takımı'na girdi.

Meksika'daki Dünya Kupası sırasında fark edilerek Türkiye'ye davet edilen Ganalı futbolcu, 5 yıl önce Pendik Belediyesi Ampute Futbol Takımı'na transfer oldu.

Iddi, Ganalı takım arkadaşıyla Pendik'te yaşıyor. Antrenman ve maç olmadığında zamanını arkadaşlarıyla geçiriyor. Evdeki vaktinin büyük bölümünü ise yine futbol izleyerek geçiren Iddi, Gana'daki kardeşleriyle görüntülü görüşerek hasret gideriyor. Kazancının çoğunu kardeşlerine gönderen Iddi, sezon bitiminde ise soluğu memleketinde alıyor.

Yaklaşık 3 yıldır takımın kaptanlığını da yürüten Iddi, şu an Türkiye Ampute Futbol Süper Ligi'nin ilk yabancı kaptanı.

Afrika'nın yetiştirdiği en büyük futbolculardan biri olan ve futbol kariyerinin ardından siyasete atılan, Liberya'nın 2018'den bu yana devlet başkanlığını yürüten George Weah'ın izinden yürümeye aday olan Kaptan Iddi, futbol kariyerini tamamladıktan sonra belediye başkanı olmayı, bunu gerçekleştirememesi durumunda Türkiye'de antrenör veya takım başkanı olarak kariyerini sürdürmeyi istiyor.

"Kazadan 2 sene sonra tam olarak futbol oynamaya başladım"

Fuseini Iddi, , çocukluğunda futbol oynamaya başladığını ve futbolu çok sevdiğini dile getirerek, bacağının kesilme sürecini şöyle anlattı:

"16 yaşındayken bir futbol takımında oynuyordum. Maç yaparken bir oyuncu benim ayağımı kırdı. İlk önce doktora gitmedik. Ayağı kırılanları götürdükleri biri var, hastane değil. Bakıyor ve tedavi edemiyorsa, seni doktora gönderiyor. Ona gittim, 1 hafta sonra ayağım düzelmeyince beni hastaneye götürdüler. Doktor, ayağımın nasıl bu hale geldiğini sordu. 'Maç yaparken böyle oldu.' dedim. 'Nasıl yani?' dedi. 'Ayağımın kırıldığını biliyorum, başka bir şey bilmiyorum.' dedim. Doktor diz kapağında sorun olduğunu söyledi, 'Bir şey yapabiliriz ama bunun için çok para gerekiyor.' dedi. Bizim durumumuz da o zaman iyi değil. Annem vefat etti, ardından babam vefat etti. 1 sene geçmeden benim bacağım bu hale geldi. Çok üzüldüm. Futbol oynamayı istiyorum ama nasıl futbol oynayacağım? Futbol olmasa da ben nasıl çalışacağım? Okula nasıl gideceğim? Doktor yapacak bir şey olmadığını, bacağımı kesmek zorunda olduğunu söyledi. Dua ettim, 'Allah'ım, ayağımı kesseler de hayat devam ediyor ben yaşıyorum ama beni bu hayattan alsın' dedim o zaman. Ayağımın kesilmesi için imza atmam gerekiyordu. Ailem, kardeşlerim kabul etmedi, üzüldüler, ağladılar. Ben de ağlıyordum ama yapacak bir şey yok, ne yapacağız? Tek başıma imza attım."

Ameliyatın ardından tekrar futbol oynayabileceğini hiç düşünmediğini ifade eden Iddi, şöyle devam etti:

"Bir gün televizyon izlerken -zaten futbolu seviyorum, futbol kanalları hep açık- benim gibi tek ayaklı olup futbol oynayanları gördüm. Kardeşimi aradım, televizyonda bir şeyler gördüm, gel dedim. Numara aldım, aradım. Gana Ampute Milli Takımı'ymış. O zaman Gana'da ampute ligi yoktu, sadece milli takım vardı. Kendimi tanıttım, bir ayağım olmadığını ve futbol oynamak istediğimi söyledim. Antrenmana gittim. 'Ben nasıl oynayacağım?' dedim. Hoca, 'Önce izle, onlar nasıl yapıyorsa sen de aynısını yap.' dedi. O zaman değnek tutmayı bilmiyordum, bana çok zor geliyordu. Hoca bana 'koş' diyordu, koşamıyordum. 'Bu iş zor, ben yapamıyorum.' dedim. Küçük bir çocuk vardı, onu gördüm, çok hızlı koşuyordu. 'Bu çocuk koşuyor, ben nasıl yapamıyorum?' dedim. Hoca 'Yavaş yavaş yaparsın.' dedi. Kazadan 2 sene sonra tam olarak futbol oynamaya başladım."

 "Türkiye'ye alıştım"

Fuseini Iddi, 2013'te Kenya'da Afrika Kupası'nda, 2014'te Meksika'da Dünya Kupası'nda Gana Milli Takımı'nda yer aldığını belirterek, Meksika'ya gelen Türk Ampute Milli Takımı'ndan yöneticilerin kendisini beğendiğini ve Türkiye'de ampute ligi olduğunu söyleyip davet ettiğini anlattı.

Sosyal medya üzerinden çeviriyle iletişim kurduklarını ifade eden Iddi, "Gana'ya döndüğümde aileme söyledim. Onlar da bana 'Senin hayatın futbol, profesyonel futbol oynamak için sana bir şans.' dediler. Önce Malatya'ya transfer oldum, orada 2 ay oynadım. Pendik Belediyesi Ampute Futbol Takımı'na transfer oldum. 5 seneye yakın zamandır buradayım. Türkiye'ye alıştım." diye konuştu.

"Kendine güvendikten sonra her şeyi yapabilirsin"

Iddi, futbolu sevdiğini belirterek, gelecek hedeflerini şöyle açıkladı:

"Babam belediye başkan yardımcısıydı. Benim de belediye başkanı olma şansım var Gana'da. Onu yapmayı düşünüyorum. O olmasa da ikinci memleketim burası. Burada yaşayabilirim, hiç sıkıntı yok. Hocalık yaparım, takım başkanlığı yaparım."

Kaza nedeniyle veya doğuştan engelli olanlara da Iddi, şöyle seslendi:

"Ben tek ayakla her şeyi yapabilirim. Gana'dan çalışmak için, ekmek parası için geldim. İnsanın ayağı, eli, gözü olmayabilir. Ne engelin olursa olsun, ne yapmak istiyorsan kendine güvendikten sonra her şeyi yapabilirsin, hangi ülkeye gitmek istiyorsan gidebilsin. Ben kendime güvendim buraya geldim. Şu anda takım kaptanıyım, burada mutluyum."

"Kaptanlığı hak eden de Fuseini dedik"

Pendik Belediyesi Ampute Futbol Takımı Başkanı Osman Bozanlı da Fuseini Iddi ile sosyal medya üzerinden konuştuklarını, kendisinden video istediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bizim takım 2013'te kuruldu. 2014'ün sonunda büyük bir başarı elde ederek, Süper Lig'e çıktık. Dünya kupasına gitmiş, orada oynamış arkadaşlardan aldığımız bilgilerle Fuseini'yi Türkiye'ye davet ettik, davet mektubu yolladık. Daha sonra kadromuza dahil ettik. Başlangıçta dil nedeniyle sıkıntılar oldu. İdmanda çeviriyle konuşabiliyorduk. Fuseini hem Türkçeyi öğrendi hem takıma adapte oldu. Bu kadar zaman geçince 'Kaptanlığı hak eden de Fuseini' dedik ve kaptanlığı verdik. 3 yıldır kaptan, 6'ncı sezonu doldu."

Bütün oyuncuların hayat hikayelerini kendilerinden ve ailelerinden dinlediklerini belirten Bozanlı, Fuseini'nin ayağını kaybetme sürecini şöyle anlattı:

"Fuseini, 'Futbol oynarken dizime aldığım darbe sonucu ayağımı kestiler.' dedi. Türkiye'de 'ayak kırıldı' diye ayağın kesildiğini duymadık. Burada bir hastaneye gittik. Doktor, ayak dirseğinin olduğu yerden darbe alınca damarı koptuğu için bunun olabileceğini söyledi. Ülkesindeki şartlar, kendi maddi imkanları çerçevesinde maalesef damar cerrahı bulunup damar dikemediğinden Fuseini, ayağını kaybediyor. Gana'da bir futbolcu ayağını kaybetti ama Türkiye'ye geldi, burada birçok başarı elde etti ve profesyonel futbol kariyerine Pendik Belediyesi Ampute Futbol Takımı'nda devam ediyor."AA