TUİK 2021’in büyüme rakamlarını 21,7 olarak açıkladı. Aynı TUİK gıda enflasyonunun % 29 olduğunu da söylüyor. Türkiye genelindeki enflasyon artışının ise 19,3 olduğu söyleniyor. Türkiş’in 28 Temmuz da açıkladığı rakamlar, açlık sınırı 2 bin 903, yoksulluk sınırı 9 bin 457. Tabi bu yıl işçi, memur ve emekliye verilen zamlarda belli.
Bunlar resmiyette verilen rakamlar. Çarşı-pazarın ne kadar gerçekliğini yansıtıyor onu da vatandaşlara sormak lazım sanırım. Devletin resmi makamları büyüdük diyor ama açıklanan rakamlar vatandaşın küçüldüğünü gösteriyor. Kim neye göre nasıl büyüdüyse artık. Hayat devam ediyor, pandemiye rağmen nüfus çoğalıyor, kim nerden nasıl geçinip hayatta kalabiliyor merak konusu.
Virüs salgınından dolayı hastane önündeki incir ağaçları kesilmiş olacak ki 25 liradan piyasaya giren incir bu hafta 12 liraya kadar düştü ama yine de alıp yiye bilen var mı bilmiyoruz. Bizim alamadığımız gerçeğiyle çokta alındığını düşünmüyorum. Koskoca yaz bitti ama yaz sebze ve meyvelerinin fiyatı hiç düşmedi. Çoğunu alıp yiyemedik. Alabildiklerimiz de ucuz olsun diye çürük yarık artık ne bulduysak.
Yine resmi rakamlara göre en çok ucuzlayan çocuk tişörtü olmuş. Duyanda Vakko, Beymen gibi ürünlerin fiyatı zannedecek düşen fiyatların. Zaten vatandaş yıllardır çarşıda pazarda % 70-80 ni kağıt toplayıcıların çöplerden topladığı plastiklerden elde edilen naylon karışımı kıyafetleri alıp kullanıyor ucuz diye. Şimdi kış da geliyor, asıl vatandaş şimdi yandı. Zaten zam haberleri de gecikmedi. Sanayi ve elektrik üretiminde kullanılan doğalgaza % 15 zam geldi. Şimdilik konutlarda zam görünmüyor. Ama vatandaş ne çekiyorsa bu görülmeyen gizli zamlardan çekiyor. Kimse peynire-zeytine, ete-buta yapılacak veya yapılan zammı duyurmuyor, vatandaş markete gidince görüyor.
Cumhurbaşkanı da bu durumdan rahatsızlığını “ekonomik olarak önümüzü kesmeye çalışıyorlar” şeklinde ifade ediyor. El hak doğrudur, inanıyoruz. Siz vatandaşın seçtiği cumhurbaşkanısınız, ekonominin patronu değil. Ekonominin başına getirdiğiniz de sizin adamınız ama o da patron değil, bunu da anlarız. Lakin kamuoyunda çifte maaş alan bürokratların olduğu iddialarına hala bir açıklık getirilmiş değil. Teşkilatlarınıza, il başkanlarınıza da sürekli uyarıda bulunuyorsunuz vatandaşı dinleyin diye. Nasıl bir geri bildirim alıyorsunuz bilemeyiz ama önümüzü kesmeye çalışan patronlar teşkilatlara sizden daha çok mu hakim? Çünkü kapıları vatandaşa kapatmışlar sadece kendilerinden olanı kabul ediyorlar veya herkesi dinler gibi yapıp sırtını sıvazlayıp gönderiyorlar.
Evini zar zor geçindirmeye çalışan bir koca, bir baba olarak sizi yine de iyi anlamaya çalışıyorum. Kadın evde ayrı telden çalar, çocuklar hiçbir şeyi beğenmez ama siz elinizde avucunuzda kalanı savunma sanayine harcayıp yuvanızı, yurdunuzu korumaya çalışırsınız. Ama yine de kimseye yaranamazsınız. Buna da eyvallah. Bari partinizin ismi olan adaleti sağlayın o bile kafi. Ülke suç makinesine döndü. Ahlak ve maneviyatın çöktüğü bir ülkede herkese % 100 zam verseniz yine de kimseyi mutlu edemezsiniz. Erbakan hocanız bunun en canlı örneği. Hortumcuların, hırsızların, dolandırıcıların önünü keserek çalışana emeğinin karşılığını vermişti. Siz bugün ondan daha güçlü olarak 20 yıldır iktidardasınız. Hortumcuların önüne geçemiyorsanız da dolandırıcıları, hırsızları engelleyin, değiştirin artık şu adalet bakanını. Rakamlarla büyürüz de küçülürüz de, bir sene sabreder iki sene dişimizi sıkarız. Kursağımızdan geçecek son kuruşları da bunlara kaptırtmayın. Sonuçta birileri büyürken vatandaş küçülüyor, alım gücü git gide düşüyor. Şunun şurasında sandığa ne kadar kaldı. Bizden söylemesi.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile..
