Bir seçimi daha geride bıraktık
Herkes eteklerindekini var gücüyle döktü. Meydanlar doldu, ekranlar siyaset podyumuna döndü. Söylenmedik söz kalmadı. Zaman zaman siyasetin tadı kaçtı, üsluplar bozuldu, suçlamalar akıl hudutlarını zorladı. Reklam filmleri, afişler, propagandalar...
Dün vatandaş, "Son söz bana ait!" diyerek sandığa gitti, iradesini seçime yansıttı. Bu iradeye saygı, demokrasiye saygıdır. Artık bu saatten sonra herkesin halkın sesine kulak vererek kendine yeni bir rota çizmesi gerektiğini düşünüyorum.
7 Haziran seçimleri siyasî tarihimize derin izler bırakacak. AK Parti, CHP ve MHP ciddiyetle bu analizi iyi yapmalı.
7 Haziran seçimlerinin tek kazananı var oda HDP.
HDP 7 Haziran seçimlerinin başrolünü oynadı.
Diğer partiler ağır yenilginin psikolojik travmasını atlatmaları zor olacak.
Artık bugünden itibaren seçim heyecanı ve telaşı bitmiştir ve herkes boyunun ölçüsünü sandıkta almıştır; artık ülkenin ana meselelerine daha soğukkanlı bakılabilir. Tribünlere oynamak ve oy toplamak için yapılan çalışmaların seçim atmosferi açısından belki bir mantığı bulunabilir; ancak seçim sonunda herkesin partizan düşüncelerden arınarak bu ülkenin temel meselelerine aklıselimle, fikri selimle hatta kalbi selimle bakması gerekiyor. Zira bu ülkenin bazı problemleri particilik taassubuyla çözülemeyecek kadar derindir. Kaybedilecek zaman, bu ülkenin geleceğini çalmak, istikbalini karartmaktır. Meydanlarda söylenen söylendi; bazen de maksadını aşan laflar sarf edildi. Şimdi meselelere gelecek nesiller için bakma ve siyaset üstü bir mantıkla sorunları çözme zamanıdır. Demokrasi, bir tahammül ve nezaket rejimidir. Bu nedenle basit kavgalardan sıyrılmak ve en temel konulara sorumluluk şuuruyla yaklaşmak zorundayız. Başka çare de yok zaten...
Her seçim sonucu, aynı gerçeğin altını çiziyor: Kapalı kapılar arkasında yapılan toplum ve siyaset mühendisliğine gerek yok. Maalesef bu gerçeği herkes anladı, bizdeki derin yapı ve onun sözcüsü durumunda olan medya bir türlü anlamadı. Bu seçimde de bazı olaylar siyaset dışı olmasına rağmen siyaset mühendisliği için tepe tepe kullanıldı. Bu tür tasarım planları yapanlar, halkın basireti ile alay etmiyor iseler, halkın ferasetini hiç bilmiyor demektir. Halk hangi sözle hangi maksadın güdüldüğünü, şehit cenazeleri üzerinden oy devşirme işlerinin nasıl yapıldığını, kaotik hadiseler üzerinden suni tepkilerin nasıl oluşturulduğunu gayet iyi biliyor. Acı tecrübeleri var çünkü. Yalan yanlış bilgilerle, çarpıtılmış yorumlarla, manipüle edilmiş hadiselerle siyasete yön vermeye çalışanlar ve ona borazanlık yapanların artık şu gerçeği anlaması şart: Bu ülkede alavere dalavere ile bir yere varmak mümkün değil. Söyleyecek sözü olan, projeleriyle halkın huzuruna çıkmalı ve onun iradesini etkileyecek somut ve olumlu planlarla o iradeden yetki istemeli. Başka yolu yok...
KOALİSYON VE ERKEN SEÇİM
Seçmenin seçimlerde hiç bir partiye, kendi milletvekili sayısıyla tek başına iktidar olma imkanı vermemesi hükümet senaryolarını kritik hale getirdi. AK Parti tek başına ve kendi milletvekili sayısı ile iktidar olamıyor, yine tek başına hükümet kurma ihtimali sadece diğer üç partiden destek alması halinde mümkün. Fakat görünen o ki ufukta bir erken seçim var…
BAŞKANLIK SİSTEMİ ZORA GİRDİ
Seçim öncesinde AK Parti'nin seçim meydanlarında zaman zaman güçlü bir şekilde seslendirdiği başkanlık sistemi modelinin mevcut siyasi aritmetikle nasıl etkileneceği de en büyük merak konularından biri. Başkanlık sistemine geçilmesi ancak Anayasa değişikliği ile mümkün. Bir Anayasa değişikliğinin, yani özetle başkanlık sisteminin referanduma götürülebilmesi veya onaylanarak yürürlüğe girmesi için gereken oy sayısı ise 367. Eğer CHP, MHP ve HDP'nin başkanlık sistemi konusundaki tavırları değişmezse başkanlık sistemi için gerekli Anayasa değişikliğinin TBMM'de kabul edilmesi mümkün görünmüyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.