Doğru ol doğru kalem gibi.
Eğilme kemiksiz dil gibi.
Eğileceksen Mevla’ya eğil.
Elif lam mim gibi.
Asılların vekil seçmesine inandınız mı siz? İnanmadınız değil mi, inanmayın da. Her ne kadar rejimin adı halkın kendi kendini yönettiği Cumhuriyet olsa da bu seçim sisteminde size verilen hak beş yılda bir önünüze gelen sandık kadardır. Oyunuzu kullandıktan sonra bir beş yıl daha beklemeniz gerekecek yeni bir hak elde edebilmek için. Artık siz sade bir vatandaş vekilleriniz asil seçilmiş hak sahibi olacak.
Bu seçim sisteminde bu gerçeği değiştirmeniz de mümkün değil. Çünkü o vekiller kolay seçilmiyor. Bir vekil seçebilmeniz için seçim bölgesine göre değişiklik arz etse de en az 10-15 bin kişi bir araya gelip oy kullanarak bir vekil seçebiliyorsunuz. Seçtiğiniz vekili beğenmediğiniz takdirde o 10-15 bin kişi bir araya gelmeniz mümkün değil ki değiştirebilesiniz. Herkeste de aynı memnuniyetsizlik söz konusu değil, katlanacaksınız.
Zaten kanun gereği bütün haklarınızı oylarınızla seçtiğiniz vekile devrettiğiniz için artık bütün haklar onun ve ona kesinlikle dokunamazsınız. Sizler adına sizlerin hakkını kullanması bir yana bir de dokunulmazlık hakları vardır. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, sistem bu. Sistemi değiştirmeyi vaat eden parti duydunuz mu? Geçin bunu.
Gebze esnafından ve kendisi de teşkilat mensubu olan değerli bir kardeşim bir bilgi paylaştı benimle. Babası da kendisi gibi geçmişte vekillik ve belediye başkanlığı yapmış bir vekille tartıştığını söyledi. Tartışma hararetlenince bay vekilimiz, “ ben vekilim, benimle böyle konuşmazsın” demiş. Oysa tartıştığı kişi kendisine oy vermiş hem de teşkilatçı biri olarak vatandaşların sorunlarını dile getiren bir kardeşimiz. Hani sokakta tanımadığın biri olsa oy bile vermemiş düşüncesiyle ki ona bile böyle davranmamanız gerekir bir vekil olarak ama teşkilat mensubu birinin de size vatandaşın sorunlarını iletme hakkı yok mu?
Haber kanallarında da bir aydır bu seçimlerin çok kritik olduğu, partilerin diken üstünde yürüdüğü söylenen bir sürecin önemini sanırım yeni vekil adayları çokça dikkate alması gerekiyor. Partiler de bu gerçeği göz ardı etmeden vekil adaylarını belirlemeleri başka bir gerçek. Şahsi kanaatim odur ki, bu kadar çok siyasi partinin olması hayra alamet değil. Sayının çok olması öyle söylendiği gibi demokratik huzuru değil kaos ve kavganın büyük olduğu gerçeğini yaşanılanların ortaya çıkardığı sonuçtan başka bir şey değil.
Bu işin bir boyutu, diğer boyutu ise partilerin programlarında ve bir birlerine karşı yaptığı suçlamalardan anlaşılan o ki vatandaşın sorunlarını çözmeye dair hiçbir emare görünmüyor. Çünkü vatandaşı dinleyen yok. Sosyal medya veya partilerin kendi medyaları aracılığıyla yaptıkları laf düellosuyla seçmenlere yönelik algı oluşturmaktan öte gitmiyor seçilme vaatleri. Ya da anket şirketlerine para ile yaptırılan anketlerle seçmene mesaj veriliyor, biz öndeyiz biz kazanıyoruz diye.
Deprem nedeniyle meydanlarda şaşalı mitingler yapılmayacağı söyleniyor. Ancak Ramazan ayında olmamız münasebetiyle iftar saatleri de seçmene yönelik manipülatif seçmen avına dönüştürülmüş durumda. Ben bunu hiç etik bulmuyorum. Sahadaki, özellikle deprem bölgesindeki vatandaşların seslerine kulak verilmeli, sorunları dinlenmeli. Mesela Malatya ve Adıyaman’daki depremzede vatandaşlardan siyasilere müthiş bir sitem var.
Depremin üssü Kahramanmaraş olmasına rağmen en yakın iller olarak kendilerinin de çok etkilendiğini ifade ediyorlar. Ama ne yazık ki Hatay’ın gerek spor camiasının gerekse sanatçıların kulis yapmalarından kaynaklı aşırı gündem olduğunu, kendi vekillerinin bile gündem oluşturabilecek hiçbir gayretlerinin görülmediğinden dert yanıyorlar. Kamu görevlisi olup evleri yıkılan veya ağır hasarlı olduğu için yıkılan depremzedeler ailelerini Ankara’ya bırakıp göreve çağırıldıkları için tekrar bölgelerine gitmek zorunda olanlar var. Gitmek mi zor kalmak mı ikileminde çaresiz hayatlar. Seçim düşünecek durumda değiller.
Gerçi daha kesin adaylar belli olmadı ama ben merak ediyorum adaylığı kesinleşen aday vekiller sahada hangi çalışmalar yapacaklar? Ankara gibi depremzede göçüne maruz kalan illerimizdeki hayat pahalılığı başta olmak üzere hangi çözüm önerileriyle vatandaşın karşısına çıkacaklar? Sanırım on nisanda kesin adaylar belli olacak. Ramazanında yarıdan fazlası geçmiş olacak. Geriye kalan bir aylık sürede vekil adaylarımız gelip bizlerle görüşecek, sorunları dinleyecek ve çözüm önerilerini bizlerle paylaşacak mı?
Onlar seçim sandığını beklerken bizlerde sahada onları bekliyor olacağız. Madem o kadara kritik seçim hodri meydan. Palyatif önerilere kapalı olduğumuzu da bilerek gelin.
Hadi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
