Zehirli ok

Neredeyse hemen her gün muhafazakâr bir yazarımız tarafından medyanın zehirli yönü kaleme alınıyor. İslam âlemine atılan zehirli bir ok olarak görülüyor. Bu yönde uyarılarda bulunuluyor. Ve aile içi düzeni bozacak yarışma veya programların neredeyse tamamının Avrupa yapımı olduğu biliniyor. Peki, ne yapılmak isteniyor? Yapılmak istenen başarılı oluyor mu? İnsanlarımız yapılmak istenenin farkında mı? İlk soruyu ele alalım. Yapılmak istenen çok aleni. Savaş ile yıkamadıkları İslam birliğini, taktik değiştirerek yıkmaya çalışmak. Bu taktik ise medya! İkinci sorumuzun cevabına geçelim; Takdir edersiniz ki başarılı oldukları aşikâr. Akşamları göz kırpmadan izlediğimiz kara kutunun (televizyon) hayatımızda en önemli yeri tuttuğu bir gerçek. Medya sayesinde hayatımıza kendi kültürlerini yerleştirmeyi başardılar. Üçüncü ve en vahim soru; maalesef insanlarımız uyuşturulmuş gibi. Yapılan ve oynanan oyunun farkında değil. Farkında olanlarda var elbet. Ama bu oranı yüzdeye vurduğumuz zaman bunun bilincinde olan kesim %10 civarlarında. Hani en başta dedim ya bilgiden bilince diye… şimdi parantezi kapatıp bunu izaha geçeyim. Bende bilinçsiz olan %90 kesimin içinde bir bireydim. Neden biliyor musunuz? Bilmediğimden! Araştırmadığımdan! Peki, beni araştırmaya iten bilgi neydi biliyor musunuz? Hemen paylaşmak istiyorum;
“1932 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika'nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünya güzellik yarışması düzenlenmişti. 1913 yılında doğan Keriman Halis, bu yarışmaya Türkiye'yi temsilen katıldı. Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kişilerle görüştü ve konuştular. Yarışma gününde jürinin önünde kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar. Jüri salona geçip, puan değerlendirmesi yapmak istedi. Başkan kürsüye geçerek:
- Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa'nın Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bir zamanlar sokağı bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı, zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzel varmış, yokmuş bu önemli değil... Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslamı yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa'nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa'da oynanan dansa müdahalede bulunan Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa'nın zaferi için kaldıracağız."
Bu makaleyi okuduktan sonra bilincimin açıldığını düşündüm. Beyin ölümünün gerçekleşmesine ramak kalmış toplumumuzun bilinçlenmesi ümidi ile sağlıcakla kalın…