9716,77%-0,05
32,57% 0,27
34,94% -0,05
2445,53% 0,40
3991,84% 0,00
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli İl Temsilcisi Sema KOPAL gıda ürünlerinde yapılan fiyat artışları ve şeker ithalatları ile ilgili basın açıklaması yayınladı.
2019 yılını geride bırakırken yeni bir yıla yeni ithalat haberleriyle giriyoruz. Yine fiyat artışlarını en çok gıda ürünlerinde görüyoruz. Bu fiyat artışları yaşam standardımızı da ciddi şekilde etkiliyor. Şu an sessiz sedasız içinde bulunduğumuz ekonomik kriz aynı zamanda yaşamsal bir kriz haline dönüşüyor.
Gıda fiyatlarındaki önlenemez artışın arka planında dışa bağımlılık olduğunu biliyoruz. Yerli üreticiyi desteklemek yerine ithalat tercih edilmekte. İthalat kararı, iç piyasada fiyatların aşırı derecede artmasının önüne geçmek için gerekçe olarak gösterilse de bu fiyat artışlarını çözecek bir önlem değil. Geçen yıl enflasyon yüzde 20,3 artarken, gıda enflasyonunda artış yüzde 25,11 oldu.
Ayrıca mazot, gübre gibi tarımsal girdilerdeki dışa bağımlılık da gıdalardaki fiyat artışına sebep olmaktadır. Döviz kurlarındaki her artış girdi maliyetini ve bunun yansıması gıda fiyatlarını olumsuz etkilemektedir.
En son gündemimize düşen “500 bin ton buğday ithalatı” ve Rusya’dan “şeker ithalatı” kendi topraklarımıza, üreticimize ve halkımıza ihanet etmek değil midir? Şeker fabrikaları özelleştirilirken, şeker pancarı ve şeker üretiminde kota uygulanırken neden şeker ithalatı yapıyoruz? Hayvan, et, buğday gibi ürünlerin ithalatı gıda fiyatlarını düşürmeyip aksine artışına sebep olmaktadır. Gümrük sıfırlamaları, mazot, gübre gibi girdilerin fiyat artışı, çiftçilere sağlanamayan krediler yerli üreticiyi üretim yapamaz hale getiriyor. Çiftçiler köyden kente göçe etmek durumunda kalıyor. Bunun getirdiği işsizlik, işsizliğin yol açtığı yoksulluk ile insanlar çaresiz bırakılıyor.
Uzmanlar 20 yılda 3 milyon hektar verimli tarım arazisinin amacı dışında kullanıldığı için yok olduğunu belirtiyor.
“500 bin ton buğday ithalatı” ne anlama geliyor?
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin görev alanına giren tüm ürünlerde yapılacak ithalat ihalelerinde Kamu İhale Yasası muafiyeti uygulanacak. Yani ithalatın önü açılıyor ve kendi topraklarımızdan sağlanabilecek yerli üretimden vazgeçmek anlamına geliyor.Geçen yıl ilk 10 ayda 4.3 milyon ton olan ekmeklik buğday ithalatı yapılırken bu yıl aynı dönemde yüzde 57 artışla 6 milyon 750 bin ton ekmeklik buğday ithalatı yapıldı. Makarnalık buğday ithalatı ise aynı
dönemde yüzde 148 artışla 902 bin ton tona çıktı. Türkiye ekmekli ve makarnalık olmak üzere toplamda 7 milyon 652 bin ton buğday ithalatı yaptı. Buğday ithalatında rekor kırıldı.Buğday ekim alanları 70 milyon dekarın altına geriledi.
Buğday için yıllara göre ithal edilen üretim bazında rakamlara baktığımızda ithalat artarken üretimin düştüğünü görebiliyoruz:
Buğday üretimi ve ithalatı (bin ton)
YIL ÜRETİM İTHALAT
2015 22.600 4.349
2016 20.600 4.225
2017 21.500 4.990
2018 20.000 5.781
2019 19.000 7.652
Tarımsal hammaddelerde ve tarımsal ürünlerde ithalattan ivedilikle vazgeçilmelidir. Çiftçimiz desteklenmeli. Çiftçilerin, tüketiciyi de koruyacak kooperatifçilik gibi yapılar altında örgütlenmesi sağlanmalıdır.
Halkımızın ucuz, sağlıklı ve güvenli gıdaya erişimi sağlanmalıdır.