Un var, yağ var, şeker var geriye helva yapıp yemek düşüyor. Eksik malzeme kullanıp veya ölçülerine riayet etmeyip hatta tembellik edip olması gerektiği kadar çaba göstermeyenlerin başvurduğu ve fakat kimin ne amaçla söylediği meçhul bu tür söylemler toplumda kendine yer buluyor maalesef. Bendeniz de kafaya takıyor bu tür aslı astarı olmayan sözlere karşı müthiş mücadele ediyorum. Buna benzer öyle çok söz var ki toplumun paylaştığı hiçbir temeli, dayanağı olmayan bu tür sözlerin tesirinde kalan birçok insan Hakikatten uzak bu sözlerle kendilerini avutuyorlar.
Yüce Allah (CC) kainatı ve içindekileri insan için yaratmış ve yine insana verdiği Cüz’i iradeyle doğumla ölüm arasındaki varlığını sürdürebilmesi için yetkiler vermiş. Bu yetkilerin sınırlarını da gönderdiği kitabıyla kullarına bildirmiş. Reçeteye göre olması gerektiği kadar çaba gösterirsek kader de olduğu kadarını bize nasip eder. İnsanlığın tekamül (gelişip, ilerlemek)ü için de bu gereklidir. Allah (CC) ayetlerini sadece gönderdiği kitapta yazmaz aynı zamanda kainat kitabına yazdıkları da O’nun ayetleridir. İnsan denen kainat da birer ayettir. Yeme, içme, uyuma ve insana ait diğer bütün değerler insana verilmiş birer nimettir. İnsana düşen bu nimetleri ayetler çerçevesinde kullanmak. Zamandan çalıp, malzemeden çalıp, alın terinden çalıp olduğu kadar olmayan kader diyerek kaderi suçlamak kişinin kendini kandırmasından ibarettir. Dünya kocaman bir köy oldu bilgisayar çağı sayesinde. Artık herkes her şeyi internette öğrenebiliyor. Kimse kimseyi kandırmasın hele ki kendini hiç kandırmasın, çünkü hiç kimseye faydası yok üstelik toplumsal barışa zararı var.
Efendim sözü uzatmayalım da örneklerle daha somutlaştıralım. Bizim bina geçen sene yalıtım yapıldı. 4-5 firma teklif verdi birisi paket olarak tüm işleri aldı. İki ayda da teslim edecek. Ben bu tür vaatlerden hep işkillenirim. Yöneticiye dedim ki işi sıkı tutun. Maalesef bırakın iki ayı neredeyse bir sene olacaktı ki onda da bir sürü eksik ve yarım yaptılar. Ben yönetici arkadaşa söylediğim de olduğu kadar olmayan kader sözünün arkasına sığındı. Ben internette araştırdım bir çok bilgiye ulaştım oysa ki. Hem de yapılacak işin en ince ayrıntısına kadar anlatıyor firmalar. Benim isteğim de olması gerektiği kadar. Fakat yönetici arkadaş ve bazı apartman sakinleri bunu kanıksamış gibi görünüyorlar kadere karşı gelmeme adına.
Sadece bunlar olsa yine iyi. Geçenlerde sosyal medyadan engelli bir kardeşimiz bir paylaşımda bulundu. Kendisi Çayırova da ikamet ediyor sanırım. Yanılmıyorsam bu yıl sonunda emekli olacakmış doktorun yazması gereken bir yazı doktor tarafından eksik yazılınca iki yıl ertelenmiş emekliliği. Tabi Murat kardeşim de çok üzülmüş. Sadece o olsa sanırım oğlu da çok üzülmüş babasının bu paylaşımına “babacığım canın sağ olsun, Yüce Rabbim hakkımız da hayırlısını versin canım babam” yazmış. Tabi arkadaşlarında biri de malum sözü söyleyip teselli olmaya çalışmış. Şimdi doktorun yaptığı hatanın sorumlusu niye kader oluyor? Doktor işini düzgün yapmayıp niye insanları mağdur ederek kaderleriyle baş başa bırakılıyor? Nasıl olsa kendilerini teselli edecekleri kaderleri var değil mi? Yapmayın Allah aşkına, insanların emekleriyle, inançlarıyla oynamayın.
Selam ve dua ile haydi kalın sağlıcakla…
