Nurettin Çelik; Kamplaşma ve kutuplaşmadan uzak durmalıyız

Nurettin Çelik'in açıklaması şöyle;

Son zamanlarda yaşanan hadiseler bizleri derinden etkilemektedir. Batman’da çiçeği burnunda öğretmenimiz Aybüke Yalçın'ın şehit edilmesi ve aynı gün iki askerimizin daha şehadeti hepimizi derinden yaraladı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet acılı ailelerine sabırlar diliyorum.

Şehit sayımız maalesef ki her geçen gün artmakta, PKK terörünün ilk ortaya çıktığı 1984'de şehit sayımız 26 idi. Şimdi neredeyse, bir ayda bu kadar şehit verir hale geldik. Biliyorsunuz, 7 Haziran seçimleriyle birlikte çözüm süreci buzdolabına konulmuştu. Peki, sonuç ne? 7 Haziran'dan sonraki ilk yılda verdiğimiz şehit sayısı 532, 2016 yılında verdiğimiz toplam şehit sayısı 564, şehit ateşi düşen il sayısı 76 oldu.

Bu kanlı oyunun kurucularının amaçları bellidir

Sadece Türkiye değil Ortadoğu bölgesi sinsi bir kuşatmanın, kanlı bir oyunun ortasında bulunmakta,  bu kanlı oyunun kurucularının amaçları bellidir. Terör yoluyla Türkiye'de olduğu gibi bölgemizde de, hatta bütün dünyada da bir korku imparatorluğu oluşturmaya çalışılıyor. Zaman zaman terörü destekleyen ülkelerin de bundan payını aldığına şahit oluyoruz. Ancak bizi birbirimize düşürüp, bin yıllık kardeşliğimizi bozmak, Türkiye'yi Irak'a, Suriye'ye çevirmek isteyenler yanılıyorlar, yanlış hesap yapıyorlar. Biz biliyoruz ki, aziz milletimiz en zor dönemlerde, en zor badireleri atlatmayı başarmıştır, bu zorlu dönemi de, el ele, omuz omuza vererek atlatacak, en kısa sürede barış ve kardeşlik yurdu bir Türkiye'yi kuracaktır.

Ülkemiz, bulunduğu bölge içindeki mezhep farklılıkları üzerinden Şii- Sünni savaşının içine çekilmeye çalışılıyor. Bölge ülkeleri olarak her zamankinden daha sakin olmalı, daha sağduyulu hareket etmeliyiz. Her şey artık çok açık. Bu bölgede yaşayan bütün ülkeler, hepimiz, tehdit altındayız. Bizleri en modern silahlarla donatanlar, sadece bizleri birbirimize kırdırmak istiyorlar. Yani bizleri birer taşeron olarak görüyorlar ve kullanmak için çalışıyorlar. Katar'da atılacak yanlış bir adım bu yüzyılın Kerbelası olur. Hiç kimse bunun vebalini ödeyemez, hesabını veremez. Samimi olarak inanıyoruz ki bu konuda Türkiye'ye tarihi bir görev düşmektedir. Türkiye bu krizin çözümünde arabuluculuk yapabilecek en önemli ülkedir. Tansiyonun düşmesi için devreye girmeli ve sağlıklı bir müzakere ortamının oluşması için çalışmalıdır

Bu coğrafyada üzerimize oynanan oyunları idrak etmeden ülkemizin ve İslam aleminin huzura kavuşması mümkün değil

Biz sadece ülkemizde yaşayan insanları değil, çeşitli vesilelerle Türkiye’ye gelen Müslüman kesimin alimlerini, yöneticilerini, şu gerçekleri biraz daha iyi görmeye çalışın diye uyarmaya çalışıyoruz. Bizim bölgede Kürt, Türk, Arap kavgası var. Afganistan’da sen Özbeksin, sen Taciksin, sen Peşnusun ayrımı yaparak nabza göre kavga çıkartıyorlar. Mesele Kürt Türk Kavgası değil. Mesele, ırkçılık fitnesi. Bu da yetmiyor mezhep ayrılıklarını körüklüyorlar. Biz kavga edersek bu kavgadan İslam düşmanları faydalanacaklar. Bölgenin stratejik önemi, bölgedeki zengin yer altı ve yer üstü zenginlikler, İsrail’in Arz-ı Mev’ud hayali ve tüm bunlar için Müslümanlar arasına sokulan fitne bu topraklardaki kan ve gözyaşını sebebidir. Biz de bunu bilerek kucaklaşmamız lazım. Farklılıklarımızı kavga ederek değil, konuşarak düzelteceğiz.

Kamplaşma ve kutuplaşmadan uzak durmalıyız

Altını çizerek belirtiyorum, kamplaşma ve kutuplaşmadan uzak durmalıyız, Kocaeli’mizde ayda bir siyasi parti il başkanlarımızla bir araya gelerek ilimizde yaşanan sorunları sıkıntıları konuşuyoruz çözüm önerileri sunmaya çalışıyoruz. Benim buradan siyasi partilerimizin genel başkanlarına bir çağrım olacak; hep birlikte bir araya gelerek ülkemizin sorunlarını milletimizin önünde görüşelim, tartışalım ve çözüm önerileri geliştirmeye çalışalım. Şu an da yaşanan kamplaşmaya kutuplaşmaya son vererek hep birlikte ülkemizin en iyi şekilde idare edilmesini sağlayalım.Biz Müslümanlar olarak bir araya gelmeliyiz. Bunu biz ilk önce ülkemizde sağlamalıyız. Kutuplaşmalardan kavgalardan uzak durmalıyız. Türkiye’nin çok eksiği var ama hepsinden önemlisi kamplaşma var. Bunu çözecek olan siyasetçilerdir. Siyasetçiler kavgayı bırakacak ki vatandaş kucaklaşsın.

Siyasetçiler maalesef kavgadan medet umuyor. Bu memlekete yapılacak en büyük kötülük budur. Farklı düşünüyoruz diye sürekli kavga edecek değiliz ki ? Biz kavga etmeden yaşamasını öğrenmek mecburiyetindeyiz. Dünyada barış ve huzur istiyorsak biz kendi ülkemizi yaşanabilir bir ülke haline getirmeliyiz.