9455,59%-0,72
32,59% 0,37
34,78% 0,16
2496,79% 0,51
4168,04% 0,00
Tasarım Bienali’nde sergilenen “Muğlak Standartlar Enstitüsü” günlük yaşamda kullandığımız 250 “muğlak” kelimeye odaklanıyor.Proje ekibi “Metrik dünyada yaşıyoruz ama anlaşmak için muğlak ifadeler kullanıyoruz.Bu projeyle muğlaklığı tartışmaya açıyoruz.''
Bir tık, üç vakte kadar, çat diye, gel zaman git zaman… Günlük konuşma dilinde hiçbirinin “500 gram, 1 saat, üç gün” gibi mutlak bir karşılığı olmasa da hepimiz bu ifadelerle rahatça anlaşabiliyoruz. Aynı durum bazı nesneler için de geçerli; bir su bardağı, orta boy yumurta, yarım çay bardağı dediğimiz zaman bunların bir ölçü olarak karşılığı olduğunu söyleme zor.
GÜCÜNÜ KEŞFETTİK
Cansu Cürgen ve Avşar Gürpınar bu ifadelerden yola çıkarak bir enstitü hazırladı! Bu yıl “Okullar Okulu” başlığıyla düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali’nde yer alan “Muğlak Standartlar Enstitüsü”, ölçüsünü tam olarak bilmediğimiz fakat karşımızdakiyle anlaşmamızı sağlayan kelimeler üzerine keyifli bir proje sunuyor. Pera Müzesi’ndeki Ölçüler Okulu’nda sergilenen işler, bienalin en ilgi çeken çalışmalarından. Enstitü gayriciddi meseleleri ciddi bir şekilde araştırıyor, arşivliyor ve dokümente ediyor. Ortaya çıkanlar ise sandıklarda sergileniyor.
Bilgi Üniversitesi’nde ders veren aynı zamanda Venedik Mimarlık Bienali’ndeki Vardiya projesinde küratör yardımcısı olarak çalışan Cansu Cürgen enstitünün serüvenini anlattı. Kelime oyunlarıyla projenin temelini attıklarını belirten Cürgen şunları söyledi: “Çıkış noktamız tamamen kültüreldi, bize ait bir noktaydı. İnceledikçe bu ifadelerin çeşitli kültürlerde farklı anlaşıldığını gördük. Kültürlerarası muğlaklığı da tartışmaya açıyoruz. Bizde geçerli sözlü olmayan bir ifade başka bir kültürde var ama bambaşka anlamlara gelebiliyor. Son derece metrik standartların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Ama bir yandan da özellikle gündelik hayatımız, standartların dışında kalan birtakım ifadelerle anlaşmayı da gerektiriyor. Bu projeyle onların gücünü keşfettik. Son derece mutlak olan ama hiçbir standardı olmadığını düşündüğümüz ifadeler var. Bu proje onların arasındaki geçişgenliği inceliyor.”
Avşar Gürpınar ve Cansu Cürgen’in önclüğünde hazırlanan projede Gökçe Akçelik ve Selçuk Artut, Koray Özgen Mete Godollar, Hazal Kırıkçı, Atakan Gür, İdil Bayar, İlayda Keskinaslan, Serenay Coşar, Yağız Yeşilkaya’nın da imzası var.
KİMİ YEREL KİMİ EVRENSEL
Bu ilginç fikir küratör Jan Boelen’in keşfiyle birlikte Tasarım Bienali için bir proje haline gelmiş. Günlük yaşamın koşturmacası içinde nesnelerle ifade edemediğimiz kavramları muğlak kelimeler yardımıyla dile getirdiğimizi belirten Gürpınar, “Zamanı parçalara bölen nesneler bunu pekiştiriyor. Sergide yer alan terhis saati, makarna zamanlayıcısı gibi… Nesnelerin kimi çok evrensel kimi ise kültürel” diyor.
Bienalin en ilgi çeken çalışmalarından olan enstitüde hepimizin sıkça kullandığı zamanı parçalara bölen “Bi dakka”, “üç vakte kadar”, “gel zaman git zaman” gibi ifadeler ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
KAYNAK: YENİ ŞAFAK GAZETESİ