9455,59%-0,72
32,59% 0,37
34,78% 0,16
2496,79% 0,51
4168,04% 0,00
Meme Kliniği Direktörü Op. Dr. Adil Aydemir, meme kanserinin erken teşhisle yenilebileceğini söyledi
Kadınlarda en sık görülen kanser türleri arasında ilk sırada yer alan meme kanseri ile ilgili bir söyleşi düzenledi. Hayat Hastanesi Meme Kliniği Direktörü Op. Dr. Adil Aydemir'in sunumuyla gerçekleştirilen söyleşide, Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Öztürk, Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Selçuk Aytaç, Radyasyon Onkoloji Uzmanı Dr. İbrahim Yıldırım, Uzman Psikolog Filiz Yakmaz Basılgan ve Diyetisyen Merve Şanlı da katılımcılara meme kanseri ve kadın sağlığı ile ilgili oldukça faydalı bilgiler verdi.
Etkinliğe katılımın yüksek olmasından dolayı memnuniyet duyduğunu belirten Hayat Hastanesi Meme Kliniği Direktörü Op. Dr. Adil Aydemir, meme kanseri ve kadın sağlığı ile ilgili bilinmesi gereken her şeyin katılımcılara aktarıldığını ifade etti.
Aydemir, “Dünyada her 8 kadından 1'inde, Türkiye'de ise her 12 kadından 1'inde görülen meme kanseri konusunda erken tanı oldukça önemli. Gelişen tetkik ve tedavi yöntemleriyle erken teşhise varmak ve kanser tedavisini başarılı sonuçlandırmak olasılığı her gün daha çok artıyor. Bir kadının kendisinden ve ailesinden gelebilecek çeşitli risk faktörleri mevcut. Bu risk faktörleri birçok kaynakta bilgi halinde bulunmaktadır. Kadınlar önce doktoruyla görüşüp nasıl bir takip programına girmesi gerektiğini öğrenmelidir.
Hatta riskleri çok yüksekse bu riski azaltmak için neler yapılabileceği konusunda doktoruna danışmalıdır. Ortalama risk grubuna sahip kadınlarda kendi kendine meme muayenesi her ay yapılmalıdır. Doktorlar tarafından yapılan muayene 20 - 39 yaş arası 3 yılda bir, 40 yaşından sonra ise her yıl yapılmalıdır. 40 yaş sonrası da yıllık mamografi çekilmelidir. Eğer risk artarsa bireyler farklı takip ve koruma programlarına alınabilirler.” şeklinde konuştu. Meme kanserinin erken teşhis ve bilinçlendirme kampanyaları sayesinde birkaç yıl içinde kanser tanımından çıkartılabileceğini ifade eden Aydemir, “Erken teşhis sayesinde yüzde 99'lara varan tedavi şansı yakalanabiliyor. Bu noktada gerek topluma gerekse bireyin kendisine büyük sorumluluk düşüyor.” dedi.
