Bizim gençlik ve okul yıllarımızda öğrenci evleri vardı. Haftanın belirli günleri bu öğrenci evlerinde toplanıp hem dini hem de dünyevi derslerimizi yapardık. Tabi o kadar da rahat değildik. 80 öncesi sağ-sol kavgasından, 80 sonrası cuntacıların baskısından, gençliğin verdiği deli cesaretinden olsa gerek korkmazdık ama çekinerek giderdik derslere. Rahmetli babam başıma bir şey gelecek korkusuyla başta o kızardı derslere gitmeme. Çok şükür o günler geride kaldı. Allah bir daha bu millete o günleri yaşatmasın.
Dün akşam Kızılay da” Mekân kıraat evi” diye bir mekânda üniversiteli gençlerin tefsir derslerine katıldım. Modernistlerin cafe bistro tarzı bir mekân. Fon müziği eşliğinde aperatif yiyecekler, çay-meşrubat gibi içeceklerin yanında balkon kısmında sigara, nargile gibi içeceklerin de tüketildiği bir mekan. Bu mekânın sakinleri genel de Ankara’nın çeşitli üniversitelerinde okuyan yerli ve yabancı öğrenciler. Yabancı öğrencilerin çoğu Afrika kökenli ve tahminen Malezya veya Endonezyalı. Tefsir dersinin müdavimleri ise İlahiyat fakültesi, Hukuk, Sosyoloji, Odtü’lü pırıl pırıl mütevazi bir gençlik grubu. Bu gençleri görünce gençlik yıllarımı hatırladım. Ama bu gençlik bizden çok farklı. Bizim gibi körü körüne bir bağlılık yerine inandıkları dinin kitabını okuyup, istişare edip, sorguluyorlar. Bir nevi gündemi belirleyip güncelliyorlar. Bu çok hoşuma gitti.
Bazı hocalar istedikleri kadar karşı çıksınlar reisin bahsettiği güncellemeler toplum içerisinde ve mekânlarda çoktan başlamış bile, olması da gerekiyordu. Bizim zamanımızda kadının erkeğin yanından geçmesini bile ayıp sayarlardı. Kızlı-erkekli, sigaralı-nargileli, çaylı-çorbalı bu sohbet ortamına ne derler acaba? Bu hocaların bu tür mekânlardan haberleri var mı bilemiyorum ama görseler sanırım buradakileri mürted, münafık, fasık ilan ederler. Sizler, Kur’an’a göre gündemi belirleyip güncellemeleri yapmazsanız birileri çıkar cafe bistrolarına göre senin gençliğini böyle günceller. Gündemi ve güncellemeleri siz yapsaydınız en azından bazı ahlaki değerleri de korumuş olurdunuz. Şimdi kalkıp sızlanıp şekva etmenin kimseye faydası yok. Zaman da su gibi akıp gidiyor, tusinaminin önüne mukaddes değerleri set yaparak daha fazla yıkıntıya sebep olmayın. Zararın neresinden dönülürse kardır. Eski hal muhal, yeni hal izmihlal.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
