Kemal Klıçdaroğlu: Öfkem geçmedi, ne casusluğu?

Adalet Yürüyüşü’nün 23. gününde İstanbul’a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk’te Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:

– Yürüyüşten umduğumuzdan fazlasını bulduk. Bütün vatandaşlarıma şükranlarımı borçluyum.

– Eleştirilerin hepsini saygıyla karşılıyorum. Lüks karavanda yattığım söyleniyor. Ben öyle bir karavan görmedim. Zaten akşamları sadece yatmaya gidiyorum. Karavanın bana sağladığı tek avantaj akşamları uyuyabileceğim yer olması.

– Ben ayaklarıma çok şey borçluyum. Herhangi bir sorun çıkarmadılar bana. Doktor arkadaşlarım yardımcı oluyorlar. Her yürüyüşten sonra ayaklarımı buzlu suya koyuyorum, dolayısıyla dinleniyorum ve yola devam ediyorum. Bu yürüyüşü daha önce hiç düşünmemiştim. 450 km’lik bir yürüyüş aklıma hiç gelmemişti.

“ÖFKEM GEÇMEDİ, NE CASUSLUĞU?”

– Öfkem geçmedi. Yargıya olan güvenim temelden sarsıldı. Yargının siyasi otorite bağımlı hale getirilmesi beni derinden sarsıyor. Bu yürüyüşün adının adalet olmasının nedeni de bu. Belli mahkemelere belli kişiler yerleştiriliyor. Enis Bey ne yaptı? Belge bilgi yok. Akıl mantığın alacağı şey değil.

Hangi adalet düzeninde bu vardır? Verdiği söylenen şeyler bilinen olaylar. Ne casusluğu? Hükümet’in beğenmediği bir haberi bir hakim nasıl casusluk olabilir. Bunlar talimatla alınan kararlar. Yargıç dediğiniz kimsenin önünde eğilmez. Adaleti yok ediyorsunuz. Devletin temelleriyle oynuyorsunuz.

“BARDAĞI TAŞIRAN DAMLA OLDU”

– Enis Berberoğlu olayı bardağı taşıran son damla. 15 Temmuz’dan sonra farklı bir atmosfer oluştu. Herkes darbeye karşı. Yenikapı’da Erdoğan beni kutladı. Peki ne değişti 5 günü içinde? 20 Temmuz’da OHAL kararı verildi. Hukuka erişim engellendi. Böyle bir şey olabiilr mi? Sonra milletvekilleri tutuklandı. Enis beyin tutuklanması bardağı taşıran son damla oldu.Tutuklanan gazeteciler için de milletvekilleri için de yürüyoruz. Bir çok kesimden gelip bizle yürüdü, adalet istiyoruz dediler. Taşeron işçiler de geldi, Kıbrıs gazileri de geldi. Çocuklar, sanatçılar, engelliler geldi. Köprüde linç edilen askerin ailesi geldi, herkes geldi… Adalet Yürüyüşü’nü bir kişiye inDirgemek doğru olmaz. Enis Bey de bunu kabul etmezdi. Bu yürüyüş adalet isteyen herkes içindir. Toplumun adalete susadığını bu yürüyüşte gördük.

“HER GÖRÜŞTEN İNSAN VARDI”

– Motive olmamı sağlayan çok olay var aslında. Yaşlı kadınlar mesela gelip boynuma sarılıyorlar. Küçük çocuğunu alıp gelenler, anneler… Her görüşten insan var. AK Partilisi de var MHP’lisi de var CHP’lisi de var… Haksızlığına uğradığını söyleyen herkes geldi. Beni ve arkadaşlarımı etkiledi bunlar.

– Çok sayıda başörtülü kadınlarımız vardı. Her yaşam tarzından insan var. Başörtüsüz kadınlarımız da var.

“HALK ARASINDA KAVGA YOK”

– Bir grup bizi alkışlıyor, ötekisi protesto ediyor. Halk arasında kavga yok. Cumhuriyet tarihinin en barışçıl yürüyüşüdür. Gübre dökenler de oldu, taş atanlar da oldu. Ama biz hiç bir şey yapmadık. onlara hiç bir mesajım yok. Düzceliler çok üzüldü bunu biliyorum. Bir kişi bunu yaptı diye Düzce’ye mal edemeyiz bunu. Düzceliler’den memnunum.

KORKU GÖMLEĞİ ÇIKARILDI

– Adalet çok yönlü kavram. Sadece mahkeme salonunda aranan bir şey değil. Çocuğun doğumunda da ölümünde de adalet aranır. 20 Temmuz’da topluma giydirilen korku gömleği var. İnsanlar hapse atılıyor. Türkiye’nin üzerindeki korku gömleğini çıkardık. İnsanlar konuşurken yalnız olmadıklarını anladılar. Türkiye 20 Temmuz sivil darbesinden sonra yarı açık cezaevine döndürüldü. Herkes devletle olan ilişkisinde haksızlığa uğradığını düşünüyor. Bu yürüyüşü siyasi parti yürüyüşü olarak görmedim. Adalet sadece bize, size değil; hepimize lazım.

– Bu yürüyüş demokrasisi gelişmiş bir ülkede olsaydı oturup düşünürlerdi. Bu insanlar 40 derece sıcakta niye yürüyorlar. Görmediğimiz bir sorun var oturup konuşmalıyız derlerdi. Ama bizim gibi ülkelerde demokrasi kültüründen gelmeyen insanalar ülkeyi yönetiyorsa orada yarın sonuç alacağım diye bir şey yok. Demokrasiden nasiplerini almadıkları için bu kişiler sadece karşınızda bir duvar olarak dururlar.

“SESİMİZİ KESERLERSE SOKAĞA ÇIKACAĞIZ”

– “Lütfettiğimiz için yürüyor” diyor. Anayasa’dan kaynaklı haklarım.. Var mı böyle bir şey. Bunlar teröristin ne olduğunu da bilmiyorlar. Demokrasi kültürü olmayan yapıyla karşı karşıyayız. Bu son değil başlangıçtır. Parlamentoda sesimizi keserlerse biz sokağa çıkacağız.

– ‘Niye yürüyorsunuz’ diyorlar. Bu ülkede adalet var niye yürüyorsunuz diyemiyorlar. Adalet yok bu ülkede.

“SAKIN OLA GERİ ADIM ATMAYIN”

-2010 referandumunu hatırlayın. Yargıtay’a FETÖ militanlarını atadılar. Yargıçlara militan dedim diye beni eleştirdiler. Şimdi o militanlar hapiste.  Vicdan, ahlak, inanç, insan denen bir şey. Nasıl bu kadar katı, kaba oluyorsunuz. Karşımızda duvar var. Sakın ola asla geri adım atmayın. İnandığınız şeyleri söylemekten korkmayın. Biz milyonlarız. Bunun farkına vardık. Bizim başlangıcımız 9 Temmuzdur.

‘Adalet sokakta aranır mı’ diyorlar. Demokrasi sokakta aranır mı? Darbeyi nerede önledik? Çağrıyı beyefendi yapmadı mi? 249 şehidimiz yok mu. Ben barışçıl adalet arıyorum. Meclisi kapatırsan bana sadece sokağa çıkmak kalıyor.

“BEDEL ÖDENECEKSE BEDEL ÖDEYECEĞİM”

Devletin tv’si sözde adalet yürüyüşü diyor. Bu bir başlangıçtır. Bu ülkeye adalet gelene kadar mazlumun hakkını koruyucağım

Bedel ödenecekse o bedeli önce ben ödemeye hazırım. Hiç bir korkumuz yok.

BAŞBAKAN’A: “NİYE RAHATSIZ OLUYOR?”

– Binali bey niçin rahatsız oluyor Binali Bey? Ben adalet için yürüyorum. Binali Bey şunu düşünmüyor mu acaba? SÖZCÜ’nün 2 muhabiri atıldı hapse, itiraz edildi, yargıç karar veriyor…. Deliller toplanamadığı için tutukluluklarının devamına… Ben 80 milyon için adalet arıyorum.

BAHÇELİ’YE YANIT: “HENÜZ BULAMADIK”

Öncelikle şunu söyleyeyim yanımızda yürüyen çok sayıda ülkücü kardeşimiz var. Ülkünün temelini adalet oluşturur. Adalet olmazsa ülkü olabilir mi? Ben aldığımız duyumlara göre bazı provokasyonlar yapılacağı ve bunun ülkücüler üzerinden yapılabileceğini söyledim. Ülkücüler gelecek burayı provoke edecek diye bir düşüncem yok, ülkücüler vatanlarını, bayraklarını, halkını severler.. Birileri ülkücü kılığı altında bu yürüyüşü sabote etmek isteyebilir dedim.

Bir üniversite hocası düşünün, bir bildiriye imza atmış. İçeriğini beğenirsin beğenmezsin. İfade özgürlüğü yok mu? Bu ülkenin neresinde adalet var? İktidarın taşeronluğunu anlarım. Onların bileceği iş. Adalet buldunuz mu? Hayır, henüz bulamadık. Bu yüzden başlangıç diyoruz. Adalet var demek için insanda biraz vicdan olması lazım.

HDP’LİLERİN KATILMASI VE FETÖ ELEŞTİRİLERİ

– Terör suçtur. Madem bizimle yürüyorlar polisler de bizle yürüyor, yakalasınlar. En son suçlanacak biziz. Gülen’le ben fotoğraf çekilmedim. Ne olursun ABD’den gel demedim. Beni buraya müsteşar atayın diye yalvarmadım. Yargıtay’ı, Emniyeti Gülen’e ben teslim etmedim. Referandumda onlar işbirliği yaptı, ben karşıydım. Oraya vekilleri gönderip el etek öptüren ben miydim? Fethullah Gülen kim? hiç konuşmadım; Erdoğan diyor mu hiç karşılaşmadım diye 17/25’ten sonra öğrendik diyor. Kocaman yalan. 2004’te öğrendiniz. Brifing verildi size, paralel devlet var denildi. Hiç bir şey yapmadılar. FETÖ’nün elemanlarını MİT’e Emniyete, Milli Eğitim’e yerleştirdiler. Siz ne istediniz de vermedik diyen o değil mi? Ne ahlak var ne vicdan. Ben kendime güveniyorum. Yürekleri varsa TV programında konuşuruz. El mi yaman bey mi yaman!

“MİTİNGE GELECEKLERDEN ŞUNU İSTİYORUZ”

-Haksızlığa uğradığını düşünen herkes mitinge gelebilir ancak siyasi bir kimlikle, parti bayrağıyla gelmelerini kesinlikle kabul etmiyoruz. Pazar günü gelecek kişilerden şunu istiyoruz, güvenlik kuvvetlerine de rica ediyoruz, adalet pankartı dışında başka pankart istemiyoruz. Atatürk posteri ve Türk bayrağı olabilir ancak 6 oklu bayrak bile olsa alacaklar orada. Hiçbir parti afişi, bayrağı, flamayı kabul etmiyoruz. Bu yürüyüş 80 milyonun adalete susamışlığını gösterdi.

İÇ TÜZÜK TEKLİFİ

– İç tüzük görüşmeleri ile ilgili olarak değişiklikleri henüz görmedim. Ön yargılı değiliz. Ama parlamentoda milletvekillerinin kürsüde çıkıp konuşması lazım. Bizi mecliste konuşturmazlarsa nerede konuşacağız? Adaleti sağlayana kadar bütün alanları zorlayacağız.

GEÇ Mİ OLDU YÜRÜYÜŞ?

Eleştirileri saygıyla karşılarım ancak geç gelen bir olay değil. Eğer biz 16 Nisan akşamı sokağa çıkmış olsaydık, toplum zaten çok gergindi, çok sayıda can kaybına neden olabilirdik. Biz sorumlu bir partiyiz. Sorun bizim insanlarımızda değil, sorun YSK içindeki çetede. 1 üye hariç YSK içindeki çetede. O çete yasaya uymadı ve aksine karar verdi. Onların yatacak yeri yoktur. Tamamının atılması lazım. Yasa mühürsüz oy pusulası gerçersizdir diyor, bunlar diyor ki geçerlidir. Neye dayanarak bunu yapıyorsunuz siz?

Katılmıyorum. Geç gelen olay değil. 16 Nisan akşamı sokağa çıksaydı toplum gergindi çok sayıda can kaybına yol açabilirdik. Sorumlu partiyiz. Sorun insanlarımızda değil YSK içindeki çetede. Bir üye hariç YSK’daki çetede o yasaya uymadı. Onların yatacak yeri yok. Parlamentonun iradesini gasp ettiler. Siz Meclis misiniz? Anayasa değişikliği gayrı meşrudur.

“ENİS BEY’İ ZİYARET EDECEĞİM”

– Şu anda sadece Enis Bey’i ziyaret etmeyi düşünüyorum. AYM birden çok kez aldığı kararda diyor ki tutuklu vekillerle ilgili ‘dokunulmazlığı kalktığı zaman yargılanabilir ancak yargılanamaz çünkü seçimle gelmişlerdir’. Doğru bir karar. AYM cesaret edip karar veremiyor. AYM üyeleri daha önce verdikleri bir kararın arkasında neden durmazlar?

15 TEMMUZ’DA CHP NE YAPACAK?

İki 15 Temmuz var. Sokağın 15 Temmuz’una sahip çıkıyoruz. 249 şehidimiz var. Bunları kanı yerde kalmayacak. Anacağız, saygı duyacağız. Saray’ın 15 Temmuz var. 20 Temmuz’da sivil darbe yapanlar var.

15 Temmuz’da anma yapılırsa anma törenlerine katılacağız.

– Yenikapı’ya da gittim tabi ki, 12 madde halinde neler yapılması gerektiğini söyledim. Yenikapı ruhuna ihanet edenler onlar. Yenikapı’daki sözlerimin arkasındayım. Onlar ne söz verdiler? Bir cümle dahi akla gelmez. Halka duyduğum saygıdan dolayı gittim. 5 günde ne değişti?

– Ahmet Şık ‘İmamın ordusu’ diye kitap yazdı, o zaman içeri aldılar, şimdi sen FETÖ’cüsün diye içeri atıyorlar. Ya akıl mantık, böyle bir şey olabilir mi?

“HAYATIMIN EN ÖNEMLİ OLAYLARINDAN BİRİ”

– Bu yürüyüş hayatımın en önemli olaylardan biridir. Sorumluluğumun ağırlığını hatırlatan yürüyüştür. Benim konuşmam, mücadele etmem lazım. Eğer bunu yapmazsam bu ülkeye karşı sorumluluğumu yapmamış olurum. Bu hak, hukuk, adalet mücadelesidir.

– Bıçak kemiğe dayanmış durumda. Biz görevimizi yapmazsak ülkenin sonu felakettir. Bu ülkeye karşı sorumluluğum var. Ben haklıyım, haklıysam güçlüyüm. Biz haklıyız biz güçlüyüz. Bu ülkeye adaleti getireceğiz.

SELVİ KILIÇDAROĞLU: GÜZEL BİR KARAR DEMİŞTİM

– Siyasete çok uzak değilim, fiilen bulunmadım ama hep ilgimi çekmiştir.

– “İstanbul’a kadar yürünecek” dedi, o şekilde haberim oldu. Hep olumlu tepkiler gelmeye başlamıştı.

– Yürüyüşte tabi ki kendi adıma yürüdüm. Bu ülkedeki haksızlıkları üzüntüleri görüyorum. Yürümek iyi bir karar diye düşündüm.