Yaklaşık 2 ay kadar önce bu konuda yazı kaleme alacağımı bu köşeden duyurmuştum. Ancak ne var ki o aralar sayın cumhurbaşkanı “yeniden gözden geçirilebilir” diye bir ifade kullandı laf arasında. Ben de buna istinaden bekleyip görelim istedim.
Siyasi yazılarda yazmayacağımı yine bu köşeden söylemiştim. Ama geçtiğimiz günlerde Ak Parti grup başkan vekili Özlem Zengin’in meclis konuşmasında İstanbul Sözleşmesinin hala tartışılır olduğunu gördüğüm den yazmanın elzem olduğuna karar verdim.
Ne demiş sayın Zengin;
“Bu ülkede AK Parti gelene kadar kadın kelimesinin adı yoktu Türkiye’de. Partimizin daha evvel yaptığı kadın kongresinde şunu söylemiştim. Eğer Türkçe’de kelimelerin dişisi, erili olsaydı bir kadın kelimesi olurdu. AK Parti’yi inşa eden kadınlardır. O yüzden ben, kadın, erkek arkadaşlarımız ve Sayın Cumhurbaşkanımız biz yaptığımız çalışmalarda kadınların hayatını kolaylaştırmak için gayret ediyoruz.
Sarf ettiği cümleler aynen böyle. Sayın Zengine muhalefetten de tepkiler gelmedi değil ama bu sözleri sarf ederken, işte burada biraz duracak.
İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesini 1990 yılında bitirmiş. Okul yıllarına ait okulda yaşadıklarıyla ilgili çok fazla bir bilgi yok ama biz o tarihleri çok iyi hatırlayanlardanız. 12 Eylül cuntacılarının bırakın normal fakültelerde ilahiyat fakültelerindeki öğrencilere bile nefes aldırmıyordu. Kız öğrencilerin baş örtüleri açılırken erkek öğrencilerin sakalları da tıraş ettiriliyordu. Yok sayılan sadece kadınlar değil erkekler zulmün ve işkencenin alasını görüyorlardı.
Bizlerde bu haksızlığa uğrayan kesimin haklarını savunmak için Kızılay meydanın da Tandoğan da eylemler yapıp renkli ve tazyikli suyla ıslanma pahasına bu haksızlığa karşı çıkıyorduk. Ben köse olduğumdan sakalım çıkmıyordu belki ama kız kardeşim imam hatip okulunu baş örtüsü yüzünden bırakmak zorunda kalanlardandı. Bunun gibi daha nicelerinin sesi olmak için yasal haklarımızı kullanarak yapılan eylemler iştirak ediyorduk.
Özlem hanım söyler misiniz şimdi, Ak partiyi kadınlar inşa etti ne demek? Ak parti öncesi kısık seslerin meydanlardaki gür sesi olan erkekleri yok sayarak size reva görülen baskıların aynını siz bugün erkekleri yok sayarak aynı girdabın içine düşmüş olmuyor musunuz?
Sosyal medya da denk geldiğim bir videosunda da “İstanbul sözleşmesini okumadan, ön yargıyla yaklaşılıyor” diyor.
Hem de orijinalinden ve farklı kaynaklardan defalarca okudum, ne dememi bekliyorsunuz? Malız, anlamadık mı diyelim? Ya da engin parlak fikirlerinizle toplumdaki yansımalarını bi açık edin de anlayalım, ne işe yaramış bugüne kadar?
Ben muhalefet partileri gibi LGBT’yi destekleme babında bakmıyorum, inanan insanların yuvalarının dağıldığını, çocukların ya anasız ya babasız kaldığını, nafakanın gelir kaynağı gibi görülüp evde huzurun para uğruna dağıldığını, polis kapıya dayandığında “kadının beyanı esastır” deyip kocaların sokaklara atıldığını, 65 yaşını aşmış amcaların arabalarının bagajında yatıp-kalkmak zorunda kaldığını, boşamaların evelenmelerden on kat fazla arttığını görmeniz için gözünüze mi sokmak lazım malum sözleşmeyi ve 6284 sayılı kanunu? Ya da kadın cinayetlerinin önüne geçti mi malum sözleşme?
Bu mu kadının varlığı? Erkeğin boynuna boyunduruk takıp ayağına prangalar takmak mı kadınlık? Biz böyle kadınlar için mi verdik onca mücadeleyi, gençliğimizi? Allah’ın tanımladığı erkek profilini beğenmeyip kendinizce mi şekillendirmek istiyorsunuz? Hz. Hatice, fatıma, Asiye, Meryem analarımız gibi kadınların profillerini de mi beğenmiyor, onlara da yeni model bir rol biçmeyi de düşünüyor musunuz? Sayın Cumhurbaşkanım, evet kadınların partinize faydaları çok ama toplumda oluşturulan kadın profiliyle aile hayatına zarar veriliyor. Aile kavramı yok oluyor. Erkeklerin çoğu 30 yaşını geçmesine rağmen evlenmeyi düşünmüyor. Adeta evlilik dışı ilişki de meşru zemin buluyor. Laf arasında bahsettiğiniz gibi İstanbul sözleşmesi tekraren gözden geçirilmeli. Adil yargılama esaslı, erkeğin ve babanın da hakları gözetilen bir yasa çıkarılmalı. Yoksa kaş yapayım derken göz çıkarılmaya devam edilecek, gelecekte aile namına bir şey kalmayacak ortada.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…