9524,59%-0,06
32,54% 0,30
34,71% 0,07
2491,33% 0,29
4168,04% 0,00
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti haftalık olağan grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Bedelli askerlikle ilgili ayrıntıları da açıklaması beklenen Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi:
Yoğun bir hafta geçirdik. Salı günü grup toplantımızın ardından Adalet Bakanlığımızın düzenlediği bir konferans için Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ile ardından da Macaristan Cumhurbaşkanı ile görüşme yaptık. Çarşamba günü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın düzenlediği önemli bir toplantıya katıldık.
150 bin hanım kardeşimizin eşlerinin vefatı nedeniyle mağdur duruma düştükleri tespit edildi. Araştırma sonuçlarından yola çıkarak bu hanım kardeşlerimize, sosyal devletin bir gereği olarak elini onlara ulaştırma noktasında çalışmalara başlatıldı. 2012’den itibaren inşallah 150 bin hanım kardeşimize bir takım destekler sağlayacak, bazı kamu hizmetlerinde kendilerine pozitif ayrımcılık sağlayacağız.
“VAN’I NORMALE DÖNDÜRMEK İÇİN GAYRET İÇİNDEYİZ”
Ne kadar güçlü olursanız olun, ekonomisi ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir ülkenin kolay kolay üstesinden gelemeyeceği yani anında çözüm yoluna konulamayacağı bir afetle karşılaştık. Yaşanan aksaklıkların bir çoğu Japonya’da da Şili’de de yaşandı. ABD, 1800 kişinin öldüğü Katrina kasırgasının vurduğu eyaletlere yardım götüremedi. Başka ülkelerin başarısızlıklarını kriter olarak alacak değiliz. Ama bir gerçeği de vurgulamak zorundayız. Hükümet olarak millet olarak Van’ı normale döndürmek için gerçekten samimi bir gayret içindeyiz. Art niyeti olmayanlar bunu zaten görüyor.
"BÖLGEYE ULAŞTIRILAN YARDIM 28 MİLYON LİRA"
Başbakanlık kaynaklarından bölgeye ulaştırılan yardım 28 milyon lira oldu. Bölgeye şu ana kadar 71.514 çadır, 334 bin battaniye gönderdik. Van’a gönderdiğimiz yardımın nakit karşılığı 340 milyon lira olarak gerçekleşti. Günlük ortalama 50 bin kişiye üç öğün sıcak yemek dağıtımı yapıyoruz. 8415 kişiyi de kamu kurumlarına ait tesislere geçici barınma imkanı sağladık. Van Merkez, Erciş ve köylerde şu ana kadar 50 bin ton kömür ve 500 kamyon dağıtımı gerçekleştirdik.
Hatta bu arada daha farklı şeyler bakabilir miyiz diye de çelik evler gibi arayışlarımız var. Bende bu hafta böyle evleri yerinde gördüm. Bu incelemelerle birlikte buralarda alacağımız konutları da yine en uygun şekilde değerlendireceğiz. İnşallah bu Van’ın öğretmen sağlık elemanları, bunun yanında köylerde kullanabileceğimiz gerçekten gayet güzel konutlar.
“İSTİSNAİ OLAYLARI VAN’IN GENEL MANZARASI GİBİ SUNMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Bunlar dışında istisnai bazı olayları, bazı talihsizlikleri Van’ın genel manzarası gibi sunmaya çalışıyorlar.
Cumhuriyet tarihi boyunca bu kadar hızlı etkili ve yoğun müdahale gerçekleşmemiştir. Tersini iddia edenler varsa buyursunlar ispat etsinler. Elbette çalışmalar denetlenecektir. Ama afetin boyutunu görmeyip, depremi siyasi ranta dönüştürme gayretine girenleri de ben milletin vicdanına hareket ediyorum.
“CHP HÜKÜMETLERİ NE YAPTI?”
Şimdi ben tarihle konuşuyorum. CHP bu ülkede 1950 yılına kadar tek partiydi. Başka muhalefet yoktu.
1942-43-44-46 depremlerinde 12 bin kişiye yakın insan hayatını kaybetti. CHP hükümetleri ne yaptı? 1939’da Erzincan’da 33 bin kişi hayatını kaybetti. CHP ne yaptı? 1966 depreminde evlerini kaybeden vatandaşlarımızın konutlarını, 16 başbakan değiştikten sonra, hak sahiplerine biz teslim ettik biz.
1999’da Sakarya, Kocaeli, Yalova, İstanbul depremleri sırasında iktidarın ortağı olan CHP ne yaptı? Ankara’da hükümettekiler enkaz altında kaldı. Gerçek boyutunu fark etmeleri bile haftalar aldı. Orada da bile süreci biz tamamladık, tamamlıyoruz.
“YARALARI SARMAK İÇİN NE YAPTINIZ?”
Ben buradan BDP’ye de soruyorum. Onlar da konuşuyorlar biliyor musun? Bölgede Büyükşehir, il ilçe belediyeniz var. Van Belediyesi sizde. Yaraları sarmak için ne yaptınız? Van depremle mücadele ederken, yaralarını sarmak için uğraşırken, BDP milletvekilleri Van’ı bıraktılar terörist cenazelerini provoke etmek için birbirleriyle yarıştılar.
TÜRK HACILARA SALDIRI ELEŞTİRİSİ
Suriye’de bazı kendini bilmezler, Türkiye’ninkiler de dahil olmak üzere diplomatik temsilciliklere saldırılarda bulundu. Önceki grup toplantıda Esad’dan sorumluları bulmasını istemiştik. Ben grup toplantımızda bu saldırılar karşısında “Yabancı ülke vatandaşlarını ve diplomatlarını korumak her ülkenin onurudur, namusudur. Bunlar üzerinden mesaj vermek acziyettir” dedim. Suriye yönetimi bu hatırlatmamıza rağmen
gerekeni yapmak yerine, topraklarından geçen Hacı’lara yapılan saldırılara dahi mani olmamıştır. Otobüsler silahlı saldırıya uğramış, bazıları
“ALLAH AŞKINA SEN KİMİNLE SAVAŞIYORSUN?”
Buradan Beşar Esad’a bir kez daha hatırlatıyorum. Yabancı ülke vatandaşları, hac yolculuğuna çıkanları korumakta bir ülkenin onuru ve namusudur. Esad çıkıp ölene kadar savaşırım diyor. Allah aşkına sen kiminle savaşıyorsun? Kendi halkına karşı ölene kadar savaşan Nazi Almanya’sına bak, Hitler’e bak. Mussolini’ye bak. Bunlardan ders almıyorsan, daha 32 gün önce aynen senin kullandığın ifadeleri kullanan Libya’nın liderlerine bak.
O zaman insana sorarlar. İsrail’in işgal ettiği Golan tepeleri için neden ölene kadar savaşmadın. Kahramanlığını orada neden göstermedin? Neden gösteremiyorsun? Buradan altını çizerek ifade ediyorum. Bizim hiçbir ülkenin topraklarında gözümüz yok. Ama bir halka zulmedilirken, özellikle kardeşimiz bir halka zulmedilirken, Suriye’yi görmezden gelmeye asla ve asla niyetimiz yok.
“HACILARA SALDIRANLARI BUL VE YARGIYA TESLİM ET”
Beşar Esad’a çağrımı yineliyorum. Türkiye’nin temsilciliklerine bayrağına saldıranları, hacılara saldıranları bul ve yargıya teslim et. Daha fazla kan dökmeden artık o koltuktan çekil. Türkiye olarak en uzun sınıra sahip olduğumuz, halkını kardeş bildiğimiz Suriye’deki gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdüreceğiz.