9716,77%-0,05
32,47% -0,21
34,93% 0,38
2438,49% 0,65
3991,84% -0,04
Mehmet Hilal Kaplan,Sağlık Bakanına birçok konuda eleştirilerde bulundu ve sorular yöneltti
-Kocaeli’nde kopan parmağı dikemiyoruz
-120 bin kalp hastasına takılan stentler Çin malı mı?
-PKK ve IŞİD teröristlerinin tedavileri hakkında…
615 sıra sayılı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın kurulması ile bazı kanun ve kanun hükmündeki kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı üzerine, bu bölümle ilgili partisi adına söz alan aynı zamanda doktor olan Milletvekili Kaplan, öncelikle Suriye’de yaralanan insanların tedavisiyle ilgili olarak şöyle konuştu:
IŞİD militanları neden adliyeye teslim edilmedi?
“Suriye'de yaralanan insanların tedavisi için Türkiye'ye getirilmeleri, onlara sağlık hizmetinin sunulması elbette önemlidir. Hatta Suriye'deki iç savaştan kaçarak ülkemize sığınan yaklaşık 1,5-2 milyon kişinin sağlıklı ortamlarda yaşamalarını sağlamak, salgın hastalıklarına koruyucu tedbir almak, aşılamak, onların sağlığının korunması açısından da ve yaşadığımız aynı ortamda bulaşıcı hastalıkların bizlere de geçmemesi, bizim toplumumuza geçmemesi açısından da önemlidir.
Bu konuda özellikle kızamık vakalarının güney illerimizde artması nedeniyle Sağlık Bakanlığına vermiş olduğum soru önergesine, bir yıl geçmiş olmasına rağmen henüz yanıt almış değilim. Sayın Bakanım, bu konuda çeşitli spekülasyonlar oldu. Sizi burada görmüşken birkaç soruyu yönlendirmek istiyorum. Daha çok sağlıkla ilgili ben konuştuğum zaman ne yazıktır ki, belki de tesadüftür, Orman ve Su İşleri Bakanı burada oluyor, dolayısıyla ben istediğim yanıtı alamıyorum. Eğer Sayın Bakanım beni dinlerse bir iki soruyu yanıtlamasını istiyorum. Bakın, Sayın Bakanıma Suriye'deki ve bölgede yaşanan olaylarla ilgili bir gazeteci soru soruyor.
Gazetecinin sorusu şu: "Sayın Bakanım…" diyor, yaralı IŞİD militanlarının Türkiye'de tedavi edilerek gönderildiği, bunun doğru olup olmadığını soruyor. Sayın Bakanın yanıtı şöyle, aynen okuyorum: "Biz hiç kimsenin kimliğine, dinine, ırkına, rengine, mezhebinden bakma noktasında değiliz. Biz de dağda PKK'lı terörist bir saat önce askerimize silah çekmiş, sonra terörist yaralı olarak geldiğinde onun da tedavisini yaptıktan sonra emniyet ve adliyeye teslim ederiz. Bizim görevimiz adli kolluk görevi değildir. Kimin ne yaptığına değil, hastayı tedavi etmek için görevimiz vardır, kimin hangi işle hangi suçu yaptığı değil. Hastayı tedavi edip etmediği bizim hekimlerin dünyada nerede olursa olsun hiç ayrım gözetmeksizin tedavi yapmaları esastır." diyor Sayın Bakanım. Sayın Bakanımın bu yaptığı açıklamanın ben de bir hekim olarak altına imzamı atarım ama Sayın Bakanıma aynı çerçevede soru sormak istiyorum.
PKK'lı teröristin tedavi edildikten sonra adli ve emniyet güçlerine teslim edileceğini söylüyorsunuz. Peki, IŞİD teröristlerinin yaralılarını tedavi ettikten sonra neden emniyet ve adli kolluklara teslim etmiyorsunuz, sınır dışına çıkmasına izin veriyorsunuz? Acaba Hükûmetiniz hâlâ IŞİD militanlarını terörist olarak kabul etmiyor mu? Lütfen, kamuoyuna aydınlatıcı bilgi istiyorum. İkinci bir sorum yine sizin verdiğiniz bu bilgi doğrultusunda Sayın Bakanım. Madem "Biz sağlıkçılar için kimin ne yaptığı önemli değil, biz nerede olursa olsun hastayı tedavi ederiz." diyorsanız neden Gezi Parkı olaylarında yaralanan insanları tedavi eden hekimler ve onların meslek odaları hakkında inceleme başlattınız? Bu, çelişki değil mi? Bir hekim olarak biraz önce söylediğim, sizin bir basın mensubuna söylediğiniz, bununla çelişmiyor mu? Kaldı ki bu konuyla ilgili, meslektaşlarımızın ve odamızın içinde bulunduğu sıkıntıyla ilgili yine bir yılı geçkin bir soru önergesi vermiş olmama rağmen hâlâ yanıt almış değilim.
Stentler Çin malı mı?
Kaplan, konuşmasında Türkiye’de kalp ve damar hastalıklarından ölenlerin kanser vakalarının önünde olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Türkiye'de kalp hastalıklarında her yıl yaklaşık 250 bin kişiye anjiyo yapılmaktadır, Bu anjiyolar esnasında 120 bin stent takılıyor. Söylenen şu: Kamuoyunda çıkan bu stentler Çin malı; daha ucuz, yaklaşık 400-500 dolar daha ucuz. Uzman doktorların, bilim adamlarının bu konuda verdiklerine göre, bu Çin malı stentlerin ucuz olmasının yanı sıra, asıl önemli olan, bunların insan hayatı için tehlike arz ettikleridir.
Neymiş bunlar? Bunların kan pıhtılaşmasında önemli bir rol oynayacağını, oluşan pıhtının gidip bir yeri tıkamasının söz konusu olduğunu, dolayısıyla anjiyo yapıldıktan sonra stent konan 120 bin insanımızın, kaç tanesinin Çin malı stent konduğunu bilmiyorum belki Bakanım ya da bürokratlar bu konuda aydınlatır, ama bunun 120 bin kişiyi ve onların yakınlarını ciddi bir şekilde ilgilendirdiğini anımsatmak istiyorum. Şimdi, burada kafama takılan ve kamuoyunun da bilgilenmesi gereken noktalardan bir tanesi şu: Biz sağlıkta dönüşüm projesini gerçekleştirirken ne demiştiniz? "Daha ucuz, daha kolay, daha ulaşılabilir ve herkesin hizmetini daha rahat alabilir bir sağlık hizmeti." dediniz ama eğer bu stent olayı doğruysa, Hükûmetinizin ya da Bakanlığınızın uyguladığı sağlık politikası şuna denk gelir: Parası olanın daha iyi şartlarda, daha uygun stentlerle tedavi edileceği; parası olmayan vatandaşın daha ucuz, daha yaşamlarını tehlikeye sokabilecek stentlerin takılabileceği izlenimini verir.”
Kopan parmak dikilemiyor
Konuşmasında kentimizle ilgili bir soruna da yer veren Milletvekili Kaplan, “Kocaeli sanayinin yoğun olduğu bir yer. Kocaeli'nde iş kazaları çok oluyor. Geçenlerde, yaklaşık yirmi gün önce, bir çocuğumuzun bir parmağı koptu ve biz Kocaeli'nde parmağı diktirecek bir hastane bulamadık. Mikrocerrahi için üniversiteyi aradım -bizzat kendim aradım, detaya girmeyeceğim- Gebze'deki 2 tane özel hastaneyi aradım, araştırma hastanelerini aradım. Daha önce, iki yıl önce eski sağlık bakanıyla görüştüğümüzde burada mikrocerrahi ünitesinin kurulmasının doğru olduğu noktasında hemfikirdik.
Ancak üzülerek söyleyeyim, o parmak gecikmiş olarak İstanbul'un karşı yakasında 7 bin dolar para ödeyerek dikildi ve parmak tutmadı. Bunu buradaki geçen konuşmamda izah ettim. Sanayinin başkenti, Türkiye'de devlet üretimine en çok katkı sunan illerden bir tanesi, üniversitemiz var, bir parmaklık diktiremiyoruz. O zaman söyledim, Kocaeli milletvekillerine de söyledim, bu ayıp hepimizin. Eğer biz Kocaeli gibi bir ilde, iş kazalarının en yoğun olduğu ilde kopan bir parmağı yapamıyorsak ben tekrar düşünmenizi istiyorum diyorum.”