Gönül verenlerin gecesi

Aynı kesime hitap eden iki etkinlik aynı gün ve semte denk gelince, yağmurun yakamızı bırakmadığı çamurlu bir pazar akşamı minik camia ikiye bölünmüştü. Yaşı kemale ermiş bir avuç Türk rock sevdalısı Beşiktaş Dorock’ta Devil’e (ve Tarkan Çakır’a) gelirken, daha ziyade gençlerden oluşan bir kalabalık iki sokak ötedeki If’te çalacak olan Orphaned Land’i tercih etmişti. Biz birkaç tekaüt, yaşı icabı ilkindeydik haliyle.

Taksim ve Kadıköy’ün ardından Beşiktaş’ta yeni açılan Dorock, eskiden koca araziye yayılan bir otopark, yanı sıra çay bahçesi olarak hizmet veren Kamburun Meyhanesi dedikleri bir yerken, yakın zamanda Benzin açılmış, ardından da yerini Dorock’a bırakmıştı. Ihlamurdere Caddesi’nden girişte solda bir kemerin altından geçmek suretiyle girilen arazinin şimdi bir kısmı katlı otoparka dönüşürken, çevresi yeme içme mekânlarıyla dolmuş.

Soldaki merdivenleri tırmandıktan sonra, yeme içme bölümünü katederek geçiyoruz konser alanına. İçerisi çok büyük ve iyi yatırım görmüş. Hayli havalı; konsepte siyah ve çağdaş çizgiler hâkim. Masalı düzende, oturduğumuz çöp tenekesine benzeyen taburelerin kapağı açılıyor, içine çanta ve giysiler konuyor.

Biz bizeyiz

Tahmin edileceği üzere, maalesef kalabalık değiliz, biz bizeyiz. Konserlerden birbirine aşina, sosyal medyadan arkadaş bir avuç insan; bir de birkaç emektar müzisyen. Kapı parasına çalsalar da, Devil gibi tarihsel ehemmiyete sahip bir metal topluluğunun iyi salonlarda sahne alması tesellimiz.

Elemanlar sağlam

Önce Tarkan Çakır geliyor. Boynuna astığı Telecaster ile Tarkan, Bryan Adams ve Bruce Springsteen arası bir poz veriyor. “İşte Böyle” adlı parçada vokaliyle Tuğçe, Suat Sayın bestesi “Gündüzüm Seninle”de (attığı muazzam soloyla) kanuncu Bora eşlik ediyor. Seksenlerin Arena Rock etkili besteleri var, çok da iyi icra ediyorlar; elemanlar sağlam çalıyor. Kendine ayrılan sürenin sonlarında sahne önünde gençten birileri hareketleniyor; serbest grekoromen kategorisinde danslar yapılıyor. 
Gece yarısına yarım saat kala, Devil sahneye geldiğinde daha kalabalık değiliz. Topluluğun kurucu üyesi, solist ve gitarcısı Sabahattin Taşdöğen “yağmurdan mı nedir, bizim kaderimiz, ama boş verin, dağıtalım bu akşam” diyerek insanları birlikteliğin kutsallığına davet ediyor. 
Davulda Alpay Şalt, tuşlu çalgılarda ise Nejat Tekdal varlığı ile büyük bir kalite katıyor Devil’e. Basçı Ersin ile gitarcı Uğur çaldıkları türe tutkuyla bağlı iki müzisyen. Hep birlikte Rainbow ile Black Sabbath arası soundlar ve sololar çıkarıyorlar.

Gönül verenler olarak kurtlarımızı dökerken bir kez daha anlıyoruz ki, Devil gibi rock müziğimizin kilometre taşı toplulukları yeni kuşaklara tanıtmak, bir geleneği yaşatmak (ve bir sonraki konserde daha kalabalık olmak) namına mühim bir görevmiş. 

KAYNAK: CUMHURİYET GAZETESİ