Elinin hamuru ile siyaset yapıyor

Kadınların daha çok yer alması gereken toplumsal bir platformda ayakta kalıp yoluna devam eden güçlü bir kadın Gebze Belediyesi CHP Grubu Meclis Üyesi Dilek Tan gazetemize samimi açıklamalarda bulundu. Ülkenin içinde bulunduğu iç ve dış politikaları değerlendiren Tan, 10 Ekim’de Ankara Garı’nda yaşadığı acıyı, CHP’nin seçim maratonunu ve Gebze Belediye Meclisi’ni değerlendirdi.

Gebze Belediye Meclisi’nin iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az kadın meclis üyelerinden biri olan Dilek Tan gazetemize açıklamalarda bulundu. Siyaset gibi kadınların fazla olmasa da yer aldığı bir ortamda siyasetçi olmayı başaran ender isimlerden biri olarak karşımıza çıkan Tan, röportajımız da sorduğumuz tüm soruları açık yüreklilikle yanıtladı. Memleketi Ardahan olan Tan, dedesinin 1948’ de İstanbul’a yerleşme kararı ile göçmüş bir ailenin 3 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. İyi olmak adına hırslı, tutuğunu koparan, kafasına koyduğunu yapan, hafif hırçınlığının yanında çokta duygusal olan, yıllardır her anlamda kendi ayakları üzerinde durmayı başaran, ayakları yere sağlam basan bir kadın.

CHP ELİNDEN GELENİ YAPTI

Tan aslında toplumsal olarak daha yeni yeni alışılan siyasette kadın olma rolünü üzerinde çok iyi taşıyan bir isim olarak Gebze’de karşımıza çıkıyor. Partisinin her çalışmasında en önde görmeye alıştığımız Tan farkındalığını ve demokratik mücadelesini de hep en önde veriyor. Küçük yaşlardan beri kazandığı sosyal demokrat kimliği ile doğru bildiği en doğru yol olan CHP saflarında hem CHP hem de Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet için elinden geleni yapma gayretini taşıyor. 7 Haziran ve 1 Kasım’da yoğun bir kampanya sürecinden geçen partinin ülkede oy oranlarını artırmak adına Gebze Bölgesinde çalışan Tan, CHP olarak bu süreçte ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

İKTİDAR BİZİ KOPYALADI

Yürüttükleri gerçekçi ve ayakları yere sağlam basan kampanyanın CHP için yapılan bir çok eleştiriyi çürüttüğünü belirten Tan, “CHP, 7 Haziran ve 1 Kasımda sosyal devletçilik anlayışı ile toplumun tüm sorun ve isteklerini hedef alan güçlü bir kampanya ile yola çıktı. Karşımızda dikta, korku ve sermaye vardı bununla baş edemedik belki ama örgütlerimiz canla başla çalıştı. Sonuç bir başarısızlık değil, bir eksiklik nedeni ile doğruları belki yeterince aktaramamaktı. CHP son yıllarda ciddi şekilde çıtasını yükselti. İktidar 7 Haziranda bize muhalefet oldu, 1 Kasımda bizi kopyaladı. Türkiye’de siyasi partilerin ömrü 20 yıldır. Biz CHP olarak 91 yılı aştık.  Biz gerçek anlamada her yönü ile iktidar olmayı hedefledik. ‘CHP halka inemiyor’ gibi eleştirileri bu yargıları kırdık. Partimiz adına kalıplaşmış bir çok hatayı biz nerdeyse beş yıldır ciddi bir yapılanma ile kırdık.” diyerek seçimlerin kazanımı olarak CHP’nin imajının  güçlenmeye başladığını söyledi.

ÜLKEDE KORKU TIRMANDIRILDI

Tan seçimlerden AK Parti’nin nasıl zaferle çıktığını ise şu ifadelerle anlattı; “Toplumun idare edilmesinde yönlendirilmesinde en önemli unsur korkudur. Dünya siyaset tarihine baktığımızda bunu her devirde görürüz. İşte AK Parti’de tamda bunu yaptı. Önce biz olmazsak ekonomik istikrar olamaz vurgusu. Sonrasında Türkiye’de en çok kullanılan ve işe yarayan terör kartı her geçen gün artan ve ağırlaşan eylemler, kerpiç ve sıvasız evlere gelen şehit haberleri, ölümler, katliamlar korku giderek büyüdü. Herkesin payına düşen büyük bir korku tırmandırılarak seçime gidildi. Çok mide bulandırıcı ama gerçek bu.”

CHP İÇİN ÖNCE TÜRKİYE GELİR

Genel anlamda ülkenin içinde bulunduğu tabloyu çizen Tan, “Ülkede izlenen yurt içi ve yurt dışı yanlış politikalar, içeride ve dışarıda da sıkıntılar doğurdu. Bugün ülkede büyük kutuplaşmalar içerisinde bir anayasa sürecine girilecek. 2 milyonun üzerinde mülteci ve onların kötü şartlar içinde olmaları ve sayılarının da giderek artması toplumsal bir çok sorunla bizi baş başa bırakıyor. Biz seçime de önce Türkiye sloganı ile girdik. CHP için Türkiye’nin çıkarları her şeyin önündedir. Biz ana muhalefet olarak yapılacak olan anayasa çalışmalarında ülkenin bütününe yönelik makul kararlar alınmasında, bu kararların çağdaş ve demokratik olması yönünde elimizden geleni yapacağız” diyerek anayasa sürecinde parti olarak önce Türkiye sloganı ile hareket edeceklerini belirtti.

İLAÇLA AYAKTA DURUYORUM

10 Ekimde Ankara Garı’ndaki patlamalarda 3 kuzenini kaybeden Tan hayatının en zor anlarını yaşadığını ifade ederek, “Üç kuzenim barış için gittikleri Ankara’da hayatlarının baharında iktidarın güvenlik zafiyetleri nedeni ile katledildiler. Devlet her vatandaşın can ve mal güvenliğinden sorumludur. Bu olaydan o gün iktidar kimse o sorumludur. Onlar orada ölürken yakınlarını da diri diri mezara gömdüler. Aileler yakınlarını teşhis etmek için tek tek tüm cenazelere bakmak zorunda bırakıldı. Orada insanlığımdan utandım. Bir memur otopsi alanına götürüyor sizi ve cenazeler arasında kendi yakınınızı teşhis ediyorsunuz bunu asla unutmayacağım. O manzara gözlerimin önünden günlerce gitmedi ilaçlar kullandım ayakta kalabilmek için, psikolojik destek aldım. Ölümün hayırlısı derler ya gerçekten de öyle” şeklinde konuştu.

BAŞKAN TARAFSIZ OLMALI

Kendisine Gebze Belediye Meclisi deyince bir dokunup bin ah işittiğimiz Tan, Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker’in CHP grubunda bulunan meclis üyelerini dışladığını söyledi. CHP’li Tan, “Başkan, bizden olanlar ve olmayanlar diye dışlıyor. Bayramlaşmalarda, tebriklerde, etkinliklerde ayrımcılık yapıyor. 13 yıldır ötekileşmenin mikro boyutu da Gebze meclisinde yaşanıyor. Başkanın bunu yapmaması lazım Adnan Köşker hepimizin başkanı onun biraz daha tarafsız olması gerekir. Biz başından beri Gebzelilerin kuşkusuz bir şekilde yararına olduğunu düşündüğümüz, her kararın arkasında olup destekleyeceğimizi her seferinde belirtiyoruz. Gebzelilerin hiçbir proje ve kararda mağdur olmamaları için savaş veriyoruz. İtiraz ettiklerimize yapıcı çözüm önerileri üretiyoruz.”

SESLERİNİ BİLE  DUYMADIM

Meclisten önergelerine cevap alamadıklarını belirten Tan, AK Parti meclis üyelerinden daha sesini bile hiç duymadıkları üyeler olduğunu söyledi. Tan,  “Mecliste önergelerimize cevap alamıyoruz. Son mecliste belediyenin imkânları ile yapılan seçim kampanyasını sorduk, bunun haksızlığını savunduk. Tüm çevre belediyelerinde sizlerde gördünüz bu durumu. Başkan canla başla çalıştı diye gazete haberlerini okuduk. Gebze’de tüm yapılan etkinlikler AK Parti’nin propagandası halinde gittim birebir bunların hepsini takip ettim. Engelliler için şarj istasyonunu gündeme getirdik bunun gibi verdiğimiz bir çok önergeyi kendilerininmiş gibi lanse ettiler. AK Parti meclis üyeleri mecliste bizden sayıları fazla ama nitelik olarak bizden üstün değiller. Daha geçen meclise kadar seslerini bile duymamıştık. Bana neden AK Parti diyorsun diye tepki gösterince Ali Haydar Muratoğlu’nun sesini ilk kez duydum. Birbirimizi kandırıyoruz. Başkanda biliyor bu durumu ama kimse ayranım ekşi demez.”

GEBZE’YE ÇOK SÖZ VERİLDİ

Gebze’nin eksikleri çok fazla diyen Tan şunları sıraladı; “Kadına, gençlere yönelik sosyal belediyecilik anlamında, sosyal yaşama dâhil olmaları anlamında bir şeyler yapılmıyor. Vatandaşların özgüvenlerini kazandırmak sorumluluğu da bir belediyecilik işidir. Gebze’de kadın olarak utandığımız manzaralarla kent meydanında karşı karşıyayız. AK Parti’de politikalar ve projeler hep oyalama üstüne kuruluyor. Gebze için çok sözleri vardı ama gerçekleşen yok. Cuma pazarı kaldırılacak Tatlıkuyu sabit pazarı kurulacaktı. Kültür sanat etkinlikleri yok. Olanların hepsi AK Parti programları. Gebze’nin sorunları ve sosyal hayatı için Kent Konseyi ile alakalı önergeler verdik.  Ne durumda diye cevap istedik. Cevap alamadık. Tarafsız bir yönetim hedeflenmediği sürece işler çok zor ilerler. Güzel şeyler ortaya koymak gitgide zorlaşır. İşleyen bir kent konseyi ile çok güzel işler başarılabilir. Konseyde siyasi partilerin ve onların oluşturacağı baskının olmaması çok önemli.”

ERKEKLERE GÖRE GÜÇLÜYÜZ

Kadının her yerde zorluklar çektiğini söyleyen Tan, “Her yerde kadının nicelik ve niteliği arttıkça başarı yüzde yüz olacaktır. Siyasette kadınlarla güzelleşiyor. Bizim partimiz genel anlamda kadınlara çok önem veriyor. Biz üç bayan olarak ön seçimle geldik meclis sıralarına. Gönül isterdi ki kadın sayısı daha da çoğalsın.  Ev hanımı ve siyasetçiyim süreç içinde anne olmakta istiyorum. Bizler bir koltukta birkaç karpuz taşıyan insanlarız. Daha fazla fedakâr olmak zorundayız.  Toplumun içinde de zaman zaman siyasette kadının ne işi var, işte bu vakitlerde kadın başınıza ne yapıyorsunuz gibi yadırgayanlarda var. Her yerde kadın olmanın zorlukları ile karşı karşıyayız. Bizler salında erkeklere göre çok güçlüyüz. Atatürk Allah’ın kadına bahşettiğinin farkında olan bir lider olarak bizlere verdiği seçme ve seçilme hakkı biz kadınları söz hakkı olmayan bir yapıdan, bizleri önemli ve değerli kılan bir yapıya kavuşturdu.” ifadeleri ile sözlerini tamamladı.

Haber:LALE KALAYCIOĞLU