9693,46%1,77
32,50% 0,08
34,60% -0,12
2496,16% 0,48
4181,01% 0,22
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, yine skandal sözlere imza attı
Hrant Dink Vakfı'nın düzenlediği ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası ile Diyarbakır Siyasal ile Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nün desteklediği "Diyarbakır ve çevresi toplumsal ve ekonomik tarihi" konulu bilimsel toplantı sona erdi. Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda 3 gün süren ve önemli tebliğlerin sunulduğu toplantının kapanış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Kürtlerin ve Kürt siyasetçilerin geçmişiyle yüzleştiğini, şimdi ise söz konusu yaraları telafi etmenin adımlarını attıklarını söyledi.
BU BİZİM VİJDANİ GÖREVİMİZ
Toplantı nedeniyle haklarında 301'den dava açılabileceğine dikkat çeken Baydemir, öte taraftan Kürtlüğe yönelik olası hakaretlerle ilgili dava açılmayacağına öne sürdü.Türkiye'nin 50 yıl öncesinde Hıristiyanlığı yok etme politikalarının Ermeni, Süryani, Keldani, Yahudi ve Rumlara yönelik inanç kırımları ile "soykırımın" gerçekleştiğini vurgulayan Baydemir, "Halkımızın tarihinde karanlık sayfalar varsa, iğrençlikler, alçaklıklar varsa onu reddetmek, o günaha ortak olmamak bizim ahlaki, vicdani ve siyasi görevimizdir. Bu toplantıdan çıkarttığımız bir sonuç da onu reddetmektir ve o günaha ortak olmamaktır" dedi.
TÜM İNANÇALRIN HİZMETKARIYIM
Katılımcıları 7 Aralık'ta yapılacak olan Cemevi açılışına ve aşure yemeye eden Baydemir, "Sadece Ermeniler, Süryaniler değil, Aleviler, Keldaniler ve Ezidiler değil geçmişte kim vardıysa hepsiyle barışmak ve bir arada yaşamanın zeminini oluşturmak mensubu olduğum siyaset adına boynumuzun borcudur. Ben Osman Baydemir olarak İslam inancına mensubum, Şafiyim ama Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olarak aynı zamanda Aleviyim adım Ali Osman'dır, aynı zamanda İsevi'yim, Musevi'yim, Davudi'yim. Ne kadar inanç varsa hepsinin hizmetkârıyım. Eğer siyasetim ve halkım benim arkamda olmazsa bunları söyleyemem. Dolayısıyla onlardan aldığım güçle böyle konuşuyorum" dedi.
ALGILAMA AYNI
1915'te Ermenilere yönelik tehcirde büyük rol oynayan Diyarbakır Valisi Dr. Reşit Paşa'yı hatırlatan Baydemir, Reşit Paşa'nın OHAL dönemi valilerinden hiçbir farkının bulunmadığına dikkat çekti. Ayrıca İttihat ve Terakki sisteminin halen devam ettiğini söyleyen Baydemir, sunumlarda yapılan müftü ve heyetin bir araya gelerek Ermeni'nin katlinin vacip olduğunu, katli vacip olup gereğini yapmayanların da katlinin vacip olduğu kararını anımsatarak, "Acıyı mukayese etme manasında söylemiyorum. Sayın Başbakan 'KCK operasyonlarına karşı çıkmak teröre destek vermektir' diyor. Belki nicelik olarak farklılıklar olabilir, ama algı, kodlama ve uygulama emin olun aynıdır. Oysa 90'lara baktığımızda 4 bin köyün akıbeti de aynen bu çerçevede gerçekleşmiştir" dedi.