9889,04%1,77
32,57% 0,27
34,99% 0,08
2459,92% 0,99
4013,30% 0,54
ABDnin Irak macerası resmen bitti. ABDnin, Iraktaki savaşı bugün resmen bitirmesiyle Amerikan Yönetimi'nin 20 yıllık Irak serüvenin de sona erdi.
ABD Savunma Bakanı Leon Panetta’nın, Irak’ın başkenti Bağdat’ta düzenlenen törenle savaşı resmen sona erdirmesiyle ABD, Irak’ın Kuveyt’i 1990 yılı ortalarında işgal etmesiyle başlayan ve 2003 yılında Irak’ın işgaliyle kazandığı ivmenin ardından yıllardır dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan serüvende bir dönemin sonuna geldi.
ARALIK SONUNDA TAMAMEN ÇEKİLECEK
ABD, savaşı, Bağdat’taki askeri bayrağını indirerek bugün resmen sona erdirmesine rağmen halen Irak’ta bulunan birkaç bin askerini de Irak hükümetiyle yapılan anlaşma uyarınca Aralık ayının sonunda çekmiş olacak. Bu dönemden sonra ise Irak’la ABD arasındaki ilişkilerin nasıl seyredeceği henüz netlik kazanmadı.Irak’ın 2003 yılında işgal edilmesiyle başlayan ve en iyimser tahminlerle bile 100 bin Iraklı siville 4500 Amerikan askerinin hayatını kaybetmesine yol açan savaşın Amerikan ekonomisine maliyeti 1 trilyon doları buldu.
Irak savaşı, ABD’deki 11 Eylül 2001 terör saldırılarının sebep olduğu şokun etkisindeki ABD yönetiminin, Irak’taki Saddam Hüseyin rejiminin ABD’nin güvenliğini tehdit eden kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesiyle Mart 2003’te Irak’ı işgal etmesiyle başlamıştı. Tabii kitle imha silahları iddiasının temelsiz olduğu çok geçmeden anlaşıldı ve dönemin ABD yöneticileri de sonradan bunu kabul etti.Şii Arapların çoğunlukta olmasına karşın uzun yıllar Sünni Arap yöneticilerin işbaşında bulunduğu, Sünni ve Şii Arapların yanı sıra, Hristiyan Araplar, Kürtler ve Türkmenler gibi çeşitli etnik, din ve mezhep gruplarını içinde barındıran Irak, işgalin ülkedeki son derece hassas etnik ve dini dengeleri bozması nedeniyle bir anda kendini büyük ve önlenemez bir şiddet dalgasının içinde buldu.
"IRAK HALKI YOKSUL,AÇ GÜVENSİZ"
Bugün gelinen noktada, Irak halkının, savaş nedeniyle aralıksız olarak baş gösteren şiddet olaylarının yarattığı maddi ve manevi çöküntüyle baş etmeye çalıştığı, yolsuzlukların hakim olduğu ülkede, demokrasi ve ifade özgürlüğünün ise mezhep çatışmalarının halk üzerinde yarattığı yoğun güvensizlik duygusu nedeniyle son derece kısıtlı olduğu ifade ediliyor.
Irak’ın, ABD’den aldığı destekle ülke yönetiminde en üst düzeyde görevlere getirilmiş olmalarına karşın her fırsatta kendi bağımsızlıklarına vurgu yapan kuzeydeki bölgesel Kürt yönetimiyle, işgal sayesinde en büyük düşmanı olan Saddam rejiminden kurtulan ve Irak’taki Şii çoğunluğun üzerindeki nüfuzunu kullanarak ülkeyi kendi etki alanına alma çabası içindeki İran’ın arasında kaldığı görüşü pek çok Iraklı lider tarafından sık sık dile getiriliyor.
KUVEYT'İN İŞGALİYLE BAŞLADI
ABD’nin Irak serüveni, 1980-1988 İran-Irak savaşının neden olduğu mali kayıplar nedeniyle kendini bir anda büyük bir ekonomik sorunla karşı karşıya bulan Saddam rejiminin sorunlarını kısa yoldan çözümlemek için, "ortak petrol yataklarından fazla petrol çıkardığı ve aşırı üretim yaptığı için petrol fiyatlarını düşürdüğü" gibi gerekçeler öne sürerek 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etmesiyle başlamıştı.
Irak kuvvetlerinin ABD ve ABD’nin müttefiki güçlerce Kuveyt’ten çıkarılması ve ardından da Irak’a yönelik, uçuşa yasak bölgeler de dahil olmak üzere çeşitli uluslararası yaptırımların uygulamaya konmasıyla gelişen Irak süreci, ABD’yi derinden sarsan ve bir anda dünyadaki mevcut dengeleri altüst eden 11 Eylül saldırılarının ardından, sonuçta Irak’ın ABD tarafından işgaline kadar uzanan yeni bir safhaya girmişti.
ABD’nin Irak’ta ülke güvenliğini tehdit eden kitle imha silahları bulunduğu gerekçesiyle başlattığı işgalin ardından, ülkede kitle imha silahlarına rastlanamadı. Amerikalılar kendini savunurken, hiç olmazsa Irak halkının baskıcı Saddam rejiminden kurtarılmış olduğuna dikkat çekiyor. Kurulan siyasi düzenin ne zaman olgun bir demokrasiye dönüşeceğini ise zaman gösterecek.