9889,04%1,77
32,57% 0,27
34,99% 0,08
2459,92% 0,99
4013,30% 0,54
CHP Kocaeli Milletvekili Haydar AKAR uzun zamandır tartışılan maden işletmelerindeki taşeron uygulamasının sonlandırılmasına ilişkin kanun teklifi verdi.
CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, gerekçesinde Ülkemizde madencilik kuruluşlarındaki mevcut birikimin reddedilerek, madencilik üretimlerinin yetersiz, donanımsız ve deneyimsiz kişi ve kuruluşlara bırakılmasının kazaların artmasına neden olduğunu, yoğun birikim ve deneyime sahip kurum ve kuruluşlar yerine, üretimin teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılmasının iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin terk edilmesine neden olduğunu belirtti. Akar, son yıllardaki maden kazalarının ve can kayıpların arttığının altını çizerek dünyada madencilik sektöründe meydana gelen en çok ölümlü kazanın Türkiye'de olduğunu belirtti. Akar gerekçe olarak da; “Madencilik, doğası gereği içerdiği riskler nedeniyle dünyanın en ağır işkollarından olup bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetimi gerektirmektedir. Son otuz (30) yıldır devletin küçültülmesi, kamunun faaliyet alanın daraltılması ve iktisadi etkinlik ve verimliliğin sağlayacağı savı ile uygulanmaya çalışılan girişimler sonucu, ülkemizde madencilik sektörü yarı yarıya küçültüldüğü gibi, nesillerin bilgi birikimi de darmadağın edilmiştir. Ülkemizde madencilik kuruluşlarındaki mevcut birikimin reddedilerek, madencilik üretimlerinin yetersiz, donanımsız ve deneyimsiz kişi ve kuruluşlara bırakılması kazaların da artmasına neden olmaktadır. Yoğun birikim ve deneyime sahip kurum ve kuruluşlar yerine, üretimin teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin hızla terk edilmesine neden olmuştur. Buna bir de kamusal denetimin ve yaptırımın yetersizliği de eklenince facialar birbiri ardına gelmeye başlamıştır. Bugün dünyada madencilik sektöründe meydana gelen en çok ölümlü kaza Türkiye'de olmaktadır. Türkiye’de maden kazalarında ölen işçi sayısının her geçen yıl arttığı görülmektedir. 2008 yılında 48 maden çalışanı iş kazası sonucu yaşamını yitirirken, bu sayı 2009 yılında 92’ye, 2010 yılında 105’e çıkmış ve 2011 yılında 93 iken 2012 yılında 81 işçimiz hayatını kaybetmiştir. Bazı işçilerimizin ise hala toprak altında olduğu gerçeği de ortadadır. Oysa bilimsel veriler iş kazalarının %98’inin önlenebilir olduğunu göstermektedir. 17 Mayıs 2010'da Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında taşeron firma tarafından sürdürülen galeri açma çalışmaları sırasında meydana gelen grizu patlamasında 30, 7 Ocak'ta TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında meydana gelen metan gazı püskürmesi ve sonrasındaki göçükte de 8 madencinin yaşamını yitirmesi taşeronlaşma ve sosyal devletin ortadan kaldırılarak çalışanların güvencesizlik içine itilmesinin sonuçlarının göstergesidir. 2011 yılı Sayıştay Raporu’nda, Kozlu’da yapılan incelemelerde iş güvenliği önlemlerinin ve çalışma koşullarının yeterli olmadığı, kaza olmamasının büyük bir tesadüf olduğu uyarısına yer verilmesine rağmen gerekli tedbirler alınmamış ve yine aynı taşeron firmanın aynı koşullarda işe devam etmesiyle bu kaza meydana gelmiştir. Son yıllardaki toplu iş cinayetlerinin meydana geldiği maden işyerlerine baktığımızda kazaların meydana gelmesinde dikkat çeken şeylerin başında kazaların taşeronların işlettiği veya iş yaptığı ocaklarda olmasıdır. Maden ocaklarında taşeron demek insan hayatı üzerinden tasarruf demektir. Toplu iş cinayetlerine yol açmak demektir. Maden ocakları sürekli ve yerinde denetim isteyen işyerleridir. Madenler tabii servet kaynakları olarak yer almakta ve Anayasamızın 168. Maddesine göre de Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmaktadır. Yani kamu mallarıdır. Dolayısı ile madenlerin aranması ve işletilmesi hakkı devlete aittir. Ancak; taşeronlaşma gibi yanlış uygulamalar, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş bilgi ve deneyim birikimini yok etmiştir. Bu kanun teklifi ile yukarıda belirtmiş olduğum olumsuzlukların önüne geçilerek maden sektöründe taşeronlaşma uygulamasının sonlandırılması amaçlanmıştır.” Dedi.