9074,82%-0,06
32,36% 0,16
34,93% -0,36
2324,18% 0,22
3843,45% 0,00
AB'nin açıkladığı İlerleme Raporu, Türkiye'de ifade özgürlüğünün pratikte kısıtlandığını ve artık ciddi kaygılar yarattığını ortaya koydu.
Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye'ye ilişkin 2012 İlerleme Raporu'nda özellikle ifade özgürlüğü konusunda çok ağır eleştiriler getirdi. Raporda 'artan ifade özgürlüğü ihlalleri, ciddi kaygıları yaratıyor ve medyanın ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalar praktikte devam ediyor. Giderek artan biçimde gazetecileri, medya çalışanlarını ve dağıtıcılarını tutuklama eğilimi, bu kaygıları körüklüyor' denilirken, geçen yıl 57 olan tutuklu gazeteci sayısının 95'e çıktığı dikkati çekti.
AB Komisyonu'nun bugüne kadar yayınladığı en sert dokümanlardan biri olan raporda özetle şu görüşlere yer verildi:
SİYASET KUTUPLAŞIYOR: Balyoz ve Ergenekon davalarının Türk siyasetinin kutuplaşmasına neden olduğu, savunma hakları, uzun tutukluluk süreleri, aşırı derecede uzun ve geniş kapsamlı iddianamelerle ilgili kaygıların sürdüğü belirtilerek 'Tüm bunlar bu davaların meşruluğuyla ilgili kamuoyunun sorgulamasının önemli ölçüde artmasına neden oldu. Soruşturmalar çabuk bir şekilde genişletiliyor, yargı genel olarak sadece polis tarafından toplanan ya da gizli tanıklar tarafından sağlanan asıl kanıtları kabul ediyor' denildi.
CİDDİ KAYGI VAR: Üçüncü yargı reform paketinin, medya üzerindeki kısıtlamaları gevşettiği, ancak bu reformların, ifade özgürlüğü konusunda önemli bir iyileşme sağlamadığı vurgulanan raporda 'Giderek artan biçimde gazetecileri, medya çalışanlarını ve dağıtıcılarını tutuklama eğilimi kaygıları körüklüyor' ifadeleri kullanıldı. AGİT verilerine göre Nisan 2012 itıbarıyla Türkiye'de 95 gazetecinin cezaevinde bulunduğu, bu sayının geçen yılın nisan ayında 57 olduğuna dikkat çekilirken, çoğu terörizmle ilgili suçlamalar nedeniyle 2 bin 800'den fazla öğrencinin tutuklu olduğuna vurgu yapıldı.
BASIN ALEYHİNE KONUŞUYORLAR: Raporda, 'yüksek düzeydeki hükümet ve devlet yetkilileriyle askerlerin, tekrar tekrar kamuoyu önünde basın aleyhinde konuştukları, dava açtıkları, bazı gazetecilerin de hükümeti açıkça eleştiren yazılara imza koyduktan sonra işten atıldıkları' anlatıldı. OtosansürünTürk medyasında yaygın bir olay haline geldiği de belirtilerek 'YouTube ve diğer sitelere yönelik yasaklamalar' eleştirildi.
KEYFİ DOKUNULMAZLIK: MİT Yasası'nda yapılan değişikliile özel olarak görevlendirilen istihbarat ve kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmasının Başbakan'ın iznine tabi hale getirilmesi, raporda 'bazı kamu personeline keyfi dokunulmazlık sağladığı, tutarsız yoruma açık hale getirdiği ve yasal denetimi dışladığı' ifadeleriyle eleştirildi.
CARİ AÇIK AZALIYOR: Raporda ilerleme sağlanan az sayıdaki gelişmeden biri olan ekonomide cari açığın büyük olmakla birlikte daha da gerilemesinin beklendiği, büyük dış dengesizlikler nedeniyle ekonominin yeni küresel finansal şoklara karşı kırılgan olmaya devam ettiği, son dönemde ekonomik politikalarda yeni iç ihtilaflar ve gerilimlerin yaşanmadığı, genel olarak ekonomik politikanın temellerine ilişkin konsensüsün korunduğu anlatıldı.
ALEVİLERE AYRIMCILIK
2009 yılında yapılan Alevi açılımının somut devamı olmadığı, Alevilerin ayrıncılıklarla karşı karşıya kaldığına dikkat çekilen raporda, bazı Alevilerin kamu hizmetinde iş konusunda ayrımcılıkla karşı karşıya kaldıkları, cemevlerinin resmi olarak tanınması nedeniyle ibadetlerini yerine getirme konusunda zorlandıkları anlatıldı.
İŞTE RAPORDAN ÇARPICI BAŞLIKLAR
KÜRT SORUNU MEYDAN OKUMA
Kürt sorunu için 'Türk demokrasisi açısından hala kilit önemde bir meydan okuma' yorumunu yapan Komisyon, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin devamının gelmediğine, demokratik açılımın sürdürülmediğine işaret etti. KCK hakkındaki soruşturmanın önemli ölçüde genişletildiği anlatılan raporda; çok sayıda BDP'linin tutuklanması da eleştirildi.
İZİNLERE KEYFİ RET
Komisyon, yerel yetkililer tarafından imar yasalarının uygulanmasında tutarsızlıklar olduğunu, Müslüman olmayan toplulukların ibadet yerlerinin yapı ve yenileme izinlerinin keyfi olarak reddedildiğini; mülk hakkı, adalete erişim, iş bulma kabiliyeti gibi konularda zorluklar yaşamayı sürdürdüğünü belirtti.
ERKEN EVLİLİK HALA SORUN
Kadın nüfusun iş gücüne katılımının düşük olduğu, çalışan kadınların para kazanma oranının yüzde 15'in altında kaldığı, kadına yönelik şiddet davalarıyla erken yaşta ve zorla yaptırılan evlilikler konusunda kaygıların devam ettiği belirtildi. Eşcinselliğin Türkiye'de suç olmadığı, ancak lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüellere yönelik ayrımcılık ve tehditlerin sürdüğü kaydedildi.
DANIŞMADAN HAZIRLANIYOR
4+4+4 olarak bilinen eğitim reformu ve sezaryen gibi yüksek öneme sahip yasalarda, hazırlık ve danışma çalışmalarının yetersiz oluşu eleştirildi. Sezaryene karşı yeterli hazırlık olmadan, sivil toplum ve kadın örgütlerinin görüşü alınmadan yasa çıkarıldığına dikkat çekilirken, kürtajla ilgili hükümet açıklamalarının, kadın haklarına saygının artırılması gerektiğini gösterdiği dile getirildi.