Vatan millet aşkına
Geçen çileli ömür
Yatak yorganda değil
Çınar ayakta ölür…
Mustafa Yıldızdoğan’ın eşsiz eserlerinden biri. Başbuğlar ölmezden alıntı.
Tam 20 yıl geçti aradan…
Ve çınar ayakta yürüdü hakka. Yatak, yorgan yüzü görmeden.
Ve ülkücüler bu ulu çınarın yaprakları gibidir.
O’nun kökünden beslenir. Çıkan hışırtı sesleri O’nun rüzgar ile anlaşmasıdır adeta.
Ne kadar sert eserse essin deli rüzgar kopmaz yaprak dalından.
Çünkü bilir…
Başbuğun deyimi ile; "Dalından kopan yaprağın yönünü rüzgar tayin eder."
*
Birkaç haftadır yazılarında değinmeye çalışıyorum. Adeta rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in bu veciz sözüne atıfta bulunarak.
Kırmayın, kırılmayın…
Dikkat edin konuşmalarınıza, kontrol edin hal vehareketlerinizi.
Oyuna gelmeyin. Kapılmayın rüzgara. İstikametinizin tayini kendi elinizde olsun. Dahası, dış güçler tarafından oynanan oyunlara kanmayın.
Kananlar yaşadı arap baharını. Mısır, Libya, Tunus’ta.
Türk Milliyetçileri prim vermemeli bunlara.
Her ne kadar anlamakta zorlanan çevreler 'Türk' dendiğinde ırkçı gibi düşünse de, 'Türk gibi' olmayı başaramadıklarıdır sebebi. Zira dışarı da Türk denince İslam gelmektedir gavurun aklına.
*
4 Nisan 2017… Başbuğ Alparslan Türkeş’in Hakka vuslatının yirminci yılı.
Dün aynı safta namaz kıldığı ülküdaşına cephe alan kardeşim.
4 Nisan’da hanginiz lokum tutacak?
Hangi biriniz hanginizin yüzüne bakabileceksiniz?
Hani üstad Necip Fazıl’a kimdir bu ülkücüler diye sorulduğunda :
'Allahsız'ın nefret, Namussuz'un dehşet, Yüreksiz'in heybet, Başıboş'un mihnet,
Devrimbaz'ın zulmet, Eyyamcı'nın şirret, İnmeli'nin sıklet, Anarşist'in devlet, Komunist'in illet sandığı ve tanıdığı muhterem insanlardır.." demişti ya…
Burada ikinci bir soru geliyor aklıma;
Baki olan Nizam-ı Alem İlay-ı Kelimetullah ise, ki her insan fani, içinize pompalanan bu nefret söylemi neden?
İç ve dış düşmanlara karşı birlik olma zamanı. Tek millet, Tek Devlet, Tek Bayrak…
Başbuğ ne demişti: Teşkilatçılığı en iyi bilenler Türk Milliyetçileridir.
Kendinize dönün, kendimize gelelim…
Benden söylemesi…
